Mustafa Sarıgül'den Tarihi Adımlar ve Yeni Bakanlık Teklifi!
Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği bu dönemde, Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül'ün sözleri, depreme hazırlık ve müdahale konusunda yeni bir sayfa açmamız gerektiğini vurguluyor. Sarıgül, sadece bir siyasetçi olmanın ötesinde, doğal afetler karşısında toplumun her kesiminden birleşik bir mücadele çağrısında bulunuyor. Özellikle afet sonrası yaşanan zorluklara ve çadır kentlerdeki insanların yaşam mücadelesine dikkat çekerek, devletin şefkatli ve merhametli yüzünün her zaman vatandaşın yanında olması gerektiğini belirtiyor.
Sarıgül, depremle ilgili çarpıcı bir eleştiri getiriyor: "Bir sene oldu. Benim koca devletim, şefkatli devletim, merhametli devletim, keşke o çadırlardan vatandaşları çıkarıp da hiç olmazsa konteynerlere yerleştirebilseydi." Bu ifadelerle, afet sonrası yaşanan barınma sorununa dikkat çekiyor ve devletin daha etkin müdahalesini talep ediyor. Yağmur altında çadırlarda yaşam mücadelesi veren vatandaşların dramı, Sarıgül'ün gözlemleri aracılığıyla bizlere ulaşıyor, ve bu durumun bir an önce giderilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Depremin siyaset üstü bir mesele olduğunu vurgulayan Sarıgül, tüm siyasi partilere ve toplumun bütün kesimlerine birlikte hareket etme çağrısında bulunuyor. Deprem anında "Siz hangi partilisiniz?" diye sorulmadığını, herkesin aynı kaderi paylaştığını hatırlatıyor.
Bu noktada, Şişli Belediye Başkanlığı döneminde gerçekleştirdiği çalışmalardan örnekler vererek, deprem öncesi alınması gereken önlemlerin önemine dikkat çekiyor. 39 mahallede yapılan jeolojik altyapı çalışmaları ve binaların güçlendirilmesi sayesinde, olası bir depremde can kaybının önüne geçilmesinin mümkün olduğunu ifade ediyor.
Sarıgül'ün en dikkat çekici önerisi ise, AFAD'ın yetersiz kaldığı bu dönemde, Türkiye için hayati bir adım olarak Doğal Afetler ve Deprem Bakanlığı'nın kurulması ve Prof. Naci Görür'ün bu bakanlığa atanması. Bu yeni bakanlığın, Türkiye'nin deprem ve doğal afetlere karşı daha hazırlıklı olmasını sağlayacağını ve gerekli tedbirleri alarak can kayıplarını en aza indireceğini belirtiyor. Sarıgül'ün bu çağrısı, ülkenin deprem politikalarını yeniden şekillendirebilecek potansiyele sahip.
Makalenin sonunda, Hatay'da kaybettiği değerli yol arkadaşı Mehmet Daloğlu'na ve tüm deprem kurbanlarına Allah'tan rahmet dileyerek, ülke olarak böylesine felaketleri bir daha yaşamamayı umduğunu ifade ediyor. Mustafa Sarıgül'ün bu içten ve çözüm odaklı yaklaşımı, depreme karşı ulusal bir dayanışma ruhu oluşturmayı amaçlıyor.
Mustafa Sarıgül'ün bu açıklamaları, sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda derin bir sorumluluk ve çözüm önerileri içeriyor. Deprem ve doğal afetlere karşı daha hazırlıklı bir Türkiye vizyonu, Sarıgül'ün önerdiği gibi, tüm siyasi görüşlerin ve toplumun her kesiminin birlikte çalışmasıyla mümkün olacak. Bu makale, deprem gerçeğiyle yüzleşmemiz ve gerekli önlemleri alarak daha güvenli bir gelecek inşa etmemiz için bir çağrı niteliğinde.
