Yüzyıllık Köy Kanunu'ndan Modern Dönüşümlere: Kırsal Yaşamın Geleceği Tehlikede mi?

Yüzyıllık Köy Kanunu'ndan Modern Dönüşümlere: Kırsal Yaşamın Geleceği Tehlikede mi?
Yüksel Arslan'ın açıklamalarına dayanarak, 442 sayılı Köy Kanunu'nun kaldırılmasının kırsal yaşam ve tarımsal üretim üzerindeki etkilerini derinlemesine inceliyoruz. Modern yasaların köy yaşamını nasıl dönüştürdüğüne dair kapsamlı bir analiz.

1924 yılında hayata geçirilen ve Türkiye'nin köy yaşamını şekillendiren 442 sayılı Köy Kanunu, yıllar boyunca tarımsal üretimin ve kırsal yaşamın temel taşı oldu. Bu kanun, köylerde yaşayan yeni nesillerin ve köy nüfusuna kayıtlı kişilerin, "köy gelişim alanı" olarak adlandırılan araziler üzerinde hak sahibi olabilmelerine olanak tanıyordu. Ancak, 22 Kasım 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen 6360 sayılı Büyükşehir Yasa Tasarısı ile bu dönem sona erdi.

Köylerin Mahalleye Dönüşümü ve Yeni Sorunlar 6360 sayılı yasanın kabul edilmesiyle Türkiye'deki 18 bin ila 22 bin köy, tüzel kişiliklerini kaybederek mahalleye dönüştürüldü. Bu dönüşüm, köy muhtarlarının ve azaların yetkilerinin azalmasına ve yerel düzeydeki merkeziyetçiliğin artmasına neden oldu. Aynı zamanda, kırsal alanları ciddi şekilde etkileyen bu değişiklik, hayvancılık ve tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiledi.

Tarımsal Alanların Dönüşümü ve Yeni Kanunlar Bu dönüşüm sürecinde, köylerdeki araziler dışarıya açık ihalelerle satılmaya başlandı. Böylece, tarımsal faaliyetlere yabancı olan zenginler ve rantçılar tarafından bu arazilere el konuldu. Yeni yasalar, köy arazilerinin değerinin şehir içindeki arsa fiyatlarına eşitlenmesine yol açtı. Maliye, mera ve köy tüzel kişiliğine ait araziler, internet üzerinden yapılan satışlarla tanımadıkları kişilere geçti. Bu durum, köylerin sosyal dokusunu ve komşuluk ilişkilerini ciddi şekilde bozdu.

7254 Sayılı Kanun ve Kırsal Mahalle Statüsü Yapılan değişikliklere bir yanıt olarak, 7254 sayılı Kanun ile mahalleye dönüştürülen köylere kırsal mahalle ve kırsal yerleşik alan statüsü verilmesinin önü açıldı. Ancak bu kanun, yeni sorunlara yol açarak, köylerin karşılaştığı zorlukları çözmede yetersiz kaldı.

Sonuç: Kırsal Yaşamın Geleceği Üzerine Düşünceler Arslan'ın açıklamaları, Türkiye'nin kırsal alanlarında yaşanan dönüşümü ve bu dönüşümün yarattığı sorunları gözler önüne seriyor. Köy Kanunu'nun kaldırılması ve yeni yasaların getirdiği değişiklikler, kırsal yaşamın geleceğini belirsiz bir hale getiriyor. Bu durum, hem tarımsal üretimi hem de kırsal toplulukların sosyal yapısını tehdit ediyor. Bu makale, kırsal yaşamın sürdürülebilirliği ve geleceği hakkında ciddi soruları gündeme getiriyor.

konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı;

''1924 yılından beri yürürlükte olan 442 sayılı Köy Kanunu günün şartlarına uyarlanmak yerine yürürlükten kaldırıldı, oysa bu kanuna göre köy hayatı ve tarımsal üretiminin sürekliliği garanti altına alınmıştı. Şöyle ki: Köyde yeni yetişen nesil ya da o köy nüfusuna kayıtlı olup atası, dedesi, mezarı o köyde bulunan kişiler köylerinin civarındaki “köy gelişim alanı” denilen araziler için muhtardan talepte bulunabiliyordu, yapılan parsellere beş yıl içinde temel atıp ev yapan köylüler mülk sahibi oluyordu.

Parsellerin tapusu çok cüzi fiyatlarla muhtarlardan satın alınıyordu, köy muhtarı ise köy tüzel kişiliği kasasına giren bu parayla köyün ihtiyacı olan bazı işleri hiçbir kuruma ihtiyaç duymadan çözebiliyordu. Ancak 22 Kasım 2012 tarihi itibarıyla Büyükşehir Yasa Tasarısı Meclis Genel Kurulunda kabul edilerek 6360 sayılı Kanun yasalaştıktan sonra 18 bin ila 22 bin köyümüz tüzel kişiliğini kaybederek mahalleye dönüştürüldü.

Kırsal alanları yakından ilgilendiren bu düzenlemeyle köy muhtarlarının ve azaların hiçbir yetkisi kalmadı, yerel düzeyde merkeziyetçilik arttı. Aynı zamanda, kentte yaşamanın gerektirdiği mali yükümlülükler köyler için de geçerli oldu. Hayvancılık ve tarımsal üretim olumsuz yönde etkilendi. 6360 sayılı Kanun’un kırsal alanlarda meydana getirdiği sorunlar büyükşehirlerde mahallelerin kırsal ve kentsel olarak yapılandırılmasını zorunlu kıldı. Buna istinaden mahalleye dönüştürülen köylere 7254 sayılı Kanun’la birlikte kırsal mahalle ve kırsal yerleşik alan statüsü verilmesinin önü açıldı ancak bu kanunla da ilave sorunlara neden oldu.

Köy yerleşim alanı ve köy gelişim alanındaki araziler dışarıya açık ihalelerle üretimden, çiftçilikten anlamayan zenginlerin, rantçıların oyuncağı hâline geldi. Zira, yapılacak iş tarımsal bir faaliyetken satın alınacak arsa ya da arazi, şehirdeki arsa fiyatlarına eşitlendi. Köylülerin yıllardır ekip biçtiği otlakıye, Maliye yeri, mera yeri, köy tüzel kişiliğine ait araziler açık ihaleler ve internet üzerinden yapılan satışlarla tanımadıkları kişiler tarafından alındı. Köylerdeki sosyal doku ve komşuluk ilişkileri bozuldu.'' dedi.