Aile Korumasının Ardındaki Gerçekler ve Gündüz Kuşağı Programlarının Eleştirisi

Aile Korumasının Ardındaki Gerçekler ve Gündüz Kuşağı Programlarının Eleştirisi
Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in gözünden, aile koruma meselesinin kadınların hayatları üzerindeki etkisi ve gündüz kuşağı programlarında özel hayatın ticarileşmesine yönelik keskin bir analiz. Detaylı bir inceleme.

Gündemdeki bir konu, Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in, aile koruma kavramının ve gündüz kuşağı TV programlarının gerçek yüzünü eleştirel bir bakışla ortaya koyması oldu. Koçyiğit, bu konuların toplum üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde açıklıyor ve kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.

Aile Koruma Meselesinin Gerçek Yüzü Kılıç Koçyiğit, aile koruma kavramının aslında kadınların hayatlarını nasıl tehlikeye attığını vurguluyor. "Kol kırılır, yen içinde kalır" gibi sözlerle aile içi şiddetin örtbas edildiğini ve bu durumun kadınların maruz kaldığı şiddeti artırdığını belirtiyor. Bu aile kavramının, kadınların yaşamlarına ciddi zararlar verdiğini, hatta ölümlerine sebep olduğunu ifade ediyor.

Gündüz Kuşağı Programlarının Eleştirisi Kılıç Koçyiğit ayrıca, gündüz kuşağı TV programlarının, özel hayatları ticarileştiren ve insanların özel anlarını reyting uğruna kullanmaktan çekinmeyen bir yapıya sahip olduğunu eleştiriyor. Bu programlarda, bireylerin özel hayatlarının ifşa edildiğini ve mağdur edildiğini belirtiyor. Koçyiğit, bu programların insanların acıları üzerinden para kazanmakta olduğuna ve bu süreçte kişilerin daha da mağdur edildiğine dikkat çekiyor.

Konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu;

''Şimdi, verilen önerge aslında kritik bir önerge ama önergeye yönelik bir eleştirimi ifade etmek isterim. Bütün önergenin gerekçesi bir aile mefhumu üzerine kurulmuş ve ailenin korunması, ailenin yapısını bozması üzerine ifade edilmiş.

Bu aile meselesinin kendisinin bu ülkede aslında ne kadar çok kadının yaşamına mal olduğunu çok iyi biliyoruz değerli arkadaşlar, özellikle de biz kadınlar çok iyi biliyoruz. O “Kol kırılır, yen içinde kalır.” “Ailedir sırrını dışarıda vermez.” diye, “özel alandır” diye nasıl kadınların aile içi şiddete maruz kaldığını, nasıl aile içerisinde işkence çektiklerini en iyi bilenleriz. Onun için bu aileyi koruma meselesini bir kenara bırakarak bu gündüz kuşağı programlarının içeriklerine yönelik eleştirilerimizi ifade etmek istiyorum.

Şimdi, birincisi, bu programlarda özel hayatın ifşa edildiğini ifade edelim. Yani özel hayat aslında bir ticari metaya dönüştürülüyor, çok açık ve net bir şekilde bir ticari meta olarak alınıp satılan, bir reyting uğruna alınıp satılan bir meseleye dönüştürülüyor ve oralarda insanların özel hayatları ifşa ediliyor. Gerçekten masumiyet karnesi yok ediliyor ve daha kötüsü çoğu zaman mağdur olan insanlar aslında oralarda ötekileştiriliyorlar. O stüdyolarda kendilerini yeniden aslında mağdur edecek ifadeler kullanılıyor. Çoğu zaman ne oluyor biliyor musunuz?

Kendilerinden bir performans sergilemeleri bekleniyor ve bu performansı sergilemedikleri zaman da yeniden sunucunun ve orada bulunanların duygusal şiddetine, psikolojik şiddetine maruz kalıyorlar. Bunu ifade edelim.'' dedi.