O şehirde yaşayanlar dikkat! Deprem korkusu artıyor: Tam tamına 17 tane var

O şehirde yaşayanlar dikkat! Deprem korkusu artıyor: Tam tamına 17 tane var
16 Kasım 2023 tarihinde Karaburun açıklarında meydana gelen 4,5 büyüklüğündeki depremin, 12 Haziran 2017'de yaşanan daha büyük bir depremin artçısı olabileceği değerlendirilmektedir.

Prof. Dr. Hasan Sözbilir'in belirttiği üzere, Ege Denizi'ndeki depremlerin çoğu, Midilli fayı gibi belirli fay hatları üzerinde gerçekleşmektedir. Bu bağlamda, 2017'de yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin, bugünkü depremin artçısı olarak görülmesinin nedeni, aynı fay hattı üzerinde meydana gelmiş olmalarıdır.

Sismolojik Analiz ve Doğrulama

Ulusal ve uluslararası sismoloji merkezlerinin yaptığı incelemeler sonucunda, Karaburun açıklarındaki depremin, doğu-batı uzantılı ve eğim atımlı bir normal faydan kaynaklandığı doğrulanmıştır. Bu analizler, Prof. Dr. Sözbilir'in değerlendirmelerini desteklemektedir.

İzmir ve Çevresindeki Fay Hatları

İzmir ve çevresindeki fay hatlarıyla ilgili yapılan araştırmalar, kenti çevreleyen 100 kilometre çaplı bir alanda 30 civarında diri fayın bulunduğunu göstermektedir. Prof. Dr. Sözbilir, bu durumu vurgulayarak, ildeki diri ve potansiyel diri fay sayısının 17 olduğunu belirtmektedir.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün Haritası

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Türkiye Diri Fay Haritası, İzmir ve çevresindeki fay hatlarının belirlenmesinde önemli bir kaynak olarak kullanılmaktadır. Prof. Dr. Sözbilir, bu haritanın gösterdiği fay hatlarının doğruluğuna dikkat çekerek, İzmir ve çevresindeki deprem tehlike düzeyinin değişmediğini ifade etmektedir.

Bornova Ovası ve Fay Hattı İddiaları

Özellikle Bornova Ovası ve kıyıda bulunduğu iddia edilen fay hatlarıyla ilgili yapılan spekülasyonlara karşın, Prof. Dr. Sözbilir bu fay hatlarının aktif olma olasılığının bulunmadığını savunmaktadır.

Ege Denizi'nde yaşanan depremler ve bu depremlerin nedenleri, jeologlar tarafından titizlikle incelenmekte ve kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Prof. Dr. Sözbilir'in analizleri, bu konudaki bilimsel açıklamaların önemini vurgulamaktadır.