Anayasa Mahkemesi, Toplu Sözleşme İkramiyesindeki Ayrımcı Kuralı İptal Etti

Anayasa Mahkemesi, Toplu Sözleşme İkramiyesindeki Ayrımcı Kuralı İptal Etti
Anayasa Mahkemesi'nin toplu sözleşme ikramiyesindeki yüzde iki barajını iptal kararı ve sonuçlarına dair ayrıntılı analiz. Kamu görevlileri ve sendikalar üzerindeki etkileri, Memur-Sen'in tepkileri ve yasal düzenlemelerin geleceği.

Türkiye'de kamu görevlilerinin sendikal hakları ve toplu sözleşme süreçlerinde önemli bir gelişme yaşandı. Anayasa Mahkemesi (AYM), Memur-Sen'in baskısı sonucu hayata geçirilen ve kamu görevlilerinin toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanmaları için belirlenen yüzde iki üye barajı koşulunu iptal etti. 5 Mart 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2024/12 sayılı karar, kamu görevlilerinin sendika seçim özgürlüğü ve eşitlik ilkesi önündeki en büyük engellerden birini kaldırdı.

Bu tarihi karar, Memur-Sen'in iddialarının aksine, toplu sözleşme ikramiyesini değil, yüzde iki barajını aşan sendikalara üyelik zorunluluğunu hedef aldı. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, sendikal özgürlüklerin güçlenmesine yol açarken, yüzde iki barajı koşulunun iptal edilmesiyle, kamu görevlileri arasında yaşanan ayrımcılığın önüne geçilmiş oldu. Ancak, "yüzde iki" ifadesinin iptal edilmesiyle meydana gelen boşluk, yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar kamu görevlilerinin 345 TL'lik toplu sözleşme ikramiyesinden mahrum kalmasına neden oldu.

Memur-Sen, Anayasa Mahkemesi'nin kararını çarpıtarak, ikramiyenin tamamen iptal edildiğini öne sürse de, gerçekte durum böyle değil. Bu yanlış bilgilendirme, Memur-Sen'in sorumluluk sahibi olduğu bir krizi manipüle etme çabası olarak görülebilir. Bu sendika, CHP ve Anayasa Mahkemesi'ni suçlayarak, kendi üyeleri arasında yaşanan mağduriyetin faturasını başkalarına kesmeye çalışıyor. Özellikle seçim öncesinde gerçekleştirilen bu manipülatif hareketler, Memur-Sen'in siyasi bir ajandayı takip ettiğinin işaretleri olarak değerlendirilebilir.

Yaklaşık 20 yıl süren ve toplu sözleşme ikramiyesi etrafında dönen tartışmalar, Türk sendikal tarihindeki en çarpıcı örneklerden birini oluşturuyor. Başlangıçta, hükümetle yapılan toplu görüşmeler sonucunda imzalanan mutabakat metinleri üzerinden şekillenen bu süreç, kamu görevlilerinin sendikal haklarının nasıl siyasi ve ekonomik çıkarlar uğruna manipüle edilebileceğinin somut bir örneğini sunuyor.

Anayasa Mahkemesi'nin kararı, sendika üyesi olan ve olmayan kamu görevlileri arasındaki ayrımcılığı sona erdiren önemli bir adım olarak görülüyor. Bu kararla birlikte, TBMM'nin harekete geçerek, tüm kamu görevlilerinin eşit şekilde yararlanabileceği adil ve kapsayıcı bir düzenleme yapması bekleniyor. Gerçek ve eşit bir toplu sözleşme ikramiyesi, sadece sendika üyeleri için değil, tüm kamu görevlileri için hakkaniyetli bir çözüm olacaktır.

Bu dönüm noktası, kamu görevlileri ve sendikalar için yeni bir başlangıç olabilir. Anayasa Mahkemesi'nin kararı, sendikal hakların korunması ve güçlendirilmesi yönünde atılmış büyük bir adımdır. Şimdi gözler, TBMM'nin bu karara nasıl bir yanıt vereceğinde ve kamu görevlilerinin haklarını koruyup korumayacağında. Kamu görevlilerinin, sendikal bağımsızlıklarını pekiştirecek ve tüm çalışanlara adil şartlar sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması için mücadeleleri devam ediyor.