Zincir Markette Komiserin Etek Altı Fotoğraf Skandalı ve Sonrasında Meydana Gelenler

İstanbul Kağıthane’de bir zincir markette yaşanan olay, hem hukuki hem de toplumsal açıdan büyük yankı uyandırdı. Komiser S.E., iddialara göre, markette alışveriş yapan kadınların etek altı görüntülerini gizlice çekmekle suçlandı. Bu davranışı, markette çalışan F.B. tarafından fark edilerek durduruldu ve ardından polise bildirildi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, S.E. hakkında “özel hayatın gizliliğini ihlal etmek”, “çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak” ve “cinsel taciz” suçlarından 4 yıl 6 aydan 17 yıla kadar hapis cezası istendi.

Bu skandal, sosyal medyada da geniş yankı buldu ve sanığın gözaltına alınmasına yol açtı. Olayın gerçekleştiği 5 Ocak 2023 tarihinde, S.E.'nin bir kadının eteğinin altına telefonunu sokarak fotoğraf çektiği görüntüler sosyal medyaya sızdı. İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan 9’uncu duruşmada, sanık S.E. yargılandı, ancak ne kendisi ne de mağdur tarafından herhangi bir katılım sağlanmadı.

Mahkeme sürecinde, S.E.'ye “Özel hayatın gizliliğini ihlal etme” suçundan 3 yıl hapis cezası verildi, ancak bu ceza 2 yıl 6 aya indirildi. Ayrıca, bir müştekiyle uzlaşma sağlandığı için bu suçtan ceza verilmedi. Diğer müştekiye yönelik “cinsel taciz” suçundan ise 5 ay hapis cezası verildi. Dahası, “Çocukların Kullanıldığı Müstehcen Ürünleri Ülkeye Sokma, Çoğaltma, Satma, Depolama, Bulundurma ve Kullanıma Sunma” suçundan ise 4 yıl hapis cezası verildi, bu da 3 yıl 4 aya indirildi ve 16 bin 660 lira adli para cezası eklendi. Toplamda S.E.’ye 6 yıl 3 ay hapis ve 16 bin lira adli para cezası verilmesine karar verildi.

Yargılama sırasında, S.E.'nin telefon ve bilgisayarında yapılan incelemelerde yüzleri görünmeyen çeşitli kadınlara ait fotoğraflar ve çocuk müstehcenliği içeren görüntüler bulundu. Bu bulgular, sanığın suçunu daha da ağırlaştıran unsurlar arasında yer aldı. Mahkeme, S.E.’nin yurt dışına çıkışını yasaklayarak ve şikayetçi olan iki kadının 500 metre yakınına yaklaşmaması koşuluyla tahliye edilmesine karar verdi. Ayrıca, en yakın polis merkezine imza atma yükümlülüğü getirildi ve bu adli kontrollerin ihlali halinde yeniden tutuklanması ihtar edildi.

Bu olay, özel hayatın gizliliğinin ihlali ve çocuk istismarı gibi ciddi suçlamaların mercek altına alındığı bir dava olarak dikkat çekiyor. Toplumda kadınların ve çocukların korunması, kişisel alanın ihlal edilmemesi ve benzeri suçların caydırıcılığı konusunda önemli bir örnek teşkil ediyor. Mahkeme sürecinin sonucu, bu tür davranışların yasal sonuçları konusunda toplumsal farkındalığı artırıyor ve adalete olan güveni pekiştiriyor.