Yargıtay'dan tüm ev sahiplerini ilgilendiren yağmur ve kar kararı!

Yargıtay'a taşınan konuya göre iki komşu arasında yaşanan tartışma gündem oldu. Saçaktan akan kar ve yağmur sularından rahatsız olan davacı akan sular nedeniyle evinin zarar gördüğünü belirtti. Uzlaşma sağlanamaması nedeniyle yargıya taşınan konuda davacı binanın saçağının yıkılmasını istedi. Bunun üzerine ise konu hakkında binanın çatısının uygun hale getirilmesi ve kar ve yağmur sularının eve zarar vermesini önlemesi konusundaki talebe davalı komşu ise uymadı. 

Evin sahibi olan davalı komşu iki yıl önce orayı aldığını ve satın alma işleminde davacının binasının bulunmadığından bahsetti. Bina yapılmaya karar verildiğinde ise kendi binalarına ait olan çatı oluklarını da haber vermeden kaldırdıklarını iddia ederek kusurlunun komşusu olduğunu ifade etti. Bu nedenle de davanın reddini talep etti. 

KONU YARGIYA TAŞINDI! 

Asliye hukuk mahkemesi tarafından davanın kabul edilmesinin ardından davacının evinin zarar görmemesi adına akış yönünün de Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin Çatılar ve Dış Görünüm başlıklı 35. maddesine istinaden yağmur ve kar sularının eve zarar vermemesi için  binaya kar ve yağmur sularının sızarak zarar vermesinin önlenmesine, davalıların haksız müdahalelerinin men'ine, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesine karar verildiği ifade edildi. 

YARGITAY'DAN KARAR ÇIKTI!

Bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesinin ardından devreye Yargıtay 14. Hukuk Dairesi girdi. Bunun üzerine alınan emsal karar ise tüm bu sorunu yaşayan ev sahiplerini ilgilendirir nitelikteydi. Karar şu şekilde verildi; "Komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım halinin tespiti halinde, mahkemece kurulacak hükümde zararlı davranışın giderilme şeklinin ve taraf yükümlülüklerinin karar yerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Ne var ki, bilirkişi raporunda zararın giderilme şekli - nasıl giderilmesi gerektiği gösterilmemiş ve mahkemece genel ibareler kullanılarak karar verilmiştir. Hal böyle olunca, uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde yeniden keşif yapılarak, komşuluk hukukuna aykırı olduğu iddia edilen eylemler tek tek değerlendirilerek bu eylemlerin haksızlık teşkil edip etmediğinin tespit edilmesi gerekir. Bu sebeplerle davacıya ait taşınmazda zarar meydana gelmişse, ne gibi önlemlerle zararın giderilebileceği hususunda infaza elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir." 

Bu konuda tüm ev sahiplerinin ve komşuların yaşayabilecekleri benzer problemler aracılığı ile de kararın emsal niteliği taşıdığı belirtildi.