Türkiye ekonomisi 2024'e nasıl hazırlanıyor?

Türkiye ekonomisinin durumu, sıkı para politikası, Arap sermayesi, Biden-Erdoğan ilişkisi ve 2024 seçimleri hakkında bir haber makalesi.

Türkiye ekonomisi, son yıllarda yaşadığı döviz kuru, faiz, enflasyon ve işsizlik sorunlarıyla mücadele ederken, 2024 yılında yapılacak seçimlere de hazırlanıyor. Ancak ekonomi yönetiminin izlediği politikalar, yabancı yatırımcıların güvenini kazanmakta zorlanıyor.

Ayrıca, ABD Başkanı Joe Biden’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı soğuk tutumu da ticaret ve siyaset ilişkilerini olumsuz etkiliyor.

Sıkı para politikası ne anlama geliyor?

Türkiye Merkez Bankası, Kasım 2020’den bu yana sıkı para politikası uyguluyor. Bu politika, faiz oranlarını yükselterek döviz kurunu kontrol altına almayı ve enflasyonu düşürmeyi amaçlıyor. Ancak bu politikanın bir bedeli var: iç talebin azalması ve işsizliğin artması.

Türkiye ekonomisinde iç talep, büyümenin en önemli motorlarından biri. Ancak faizlerin yüksek olması, tüketici ve yatırımcıların harcama ve borçlanma eğilimini azaltıyor. Bu da ekonomik aktiviteyi yavaşlatıyor.

İşsizlik ise Türkiye’nin en ciddi sosyal sorunlarından biri. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Şubat 2023’te işsizlik oranı %13,1 oldu. Bu oran, genç nüfusta %25,7’ye kadar çıktı. Sıkı para politikası, işsizliği daha da artırabilecek bir risk oluşturuyor.

Arap sermayesi Türkiye’ye gelir mi?

Türkiye ekonomisi, sıkıştığı durumdan çıkabilmek için dış kaynaklara ihtiyaç duyuyor. Ancak Batılı ülkelerle yaşanan siyasi gerilimler ve güven sorunları nedeniyle, bu kaynaklar kolaylıkla bulunamıyor. Bu nedenle Türkiye, son dönemde Arap ülkelerinden gelebilecek sermayeye yöneliyor.

İbrahim Kalın, Nisan 2023’te yaptığı bir açıklamada, Arap ülkelerinden Türkiye’ye 30-40 milyar dolarlık bir sermaye girişi beklediklerini söyledi. Bu paranın büyük bir kısmının Katar’dan geleceği tahmin ediliyor.

Ancak bu beklentinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsiz. Zira Arap sermayesinin Türkiye’ye gelmesi için bazı şartlar var. Bunlar arasında siyasi istikrar, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesap verilebilirlik gibi unsurlar yer alıyor.

Ayrıca Arap sermayesinin Türkiye’ye gelmesi halinde bile, bunun ekonomiyi nasıl etkileyeceği tartışmalı. Bazı uzmanlar, bu paranın Türkiye’nin yapısal sorunlarını çözmeyeceğini, sadece günü kurtarmaya yönelik popülist politikalara harcanacağını savunuyor. Bazıları ise bu paranın Türkiye’ye nefes aldıracağını, yatırım ve istihdam yaratacağını iddia ediyor.

Biden-Erdoğan ilişkisi nasıl gelişecek?

Türkiye ekonomisinin geleceği, ABD ile olan ilişkilerine de bağlı. ABD, Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından biri. Ayrıca, ABD’nin küresel ekonomi ve siyasetteki rolü de Türkiye’yi doğrudan veya dolaylı olarak etkiliyor.

Ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı soğuk bir tutum sergilediği görülüyor. Biden, göreve geldiği Ocak 2021’den bu yana Erdoğan’ı aramadı. Ayrıca, Biden’ın Ermeni soykırımını tanıması ve Türkiye’yi insan hakları ihlalleriyle suçlaması da iki ülke arasındaki gerilimi arttırdı.

Biden ve Erdoğan, Haziran 2023’te İtalya’da düzenlenen G20 zirvesinde bir araya geldiler. Ancak bu görüşme, iki lider arasında samimi bir diyalog kurulduğuna dair bir işaret vermedi. Biden, Erdoğan’a “Merhaba” bile demedi. Erdoğan ise Biden’ın elini sıkarken “Sayın Başkan” dedi.

Bu soğukluk, iki ülke arasındaki ticaret ve siyaset ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin ABD ile 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedefi olduğu biliniyor. Ancak bu hedefe ulaşmak için iki ülkenin birbirine güvenmesi ve işbirliği yapması gerekiyor.

Bakmadan Geçme

Kamu Gündemi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!