Türk edebiyatının usta ismi Pınar Kür yaşamını yitirdi
Türk edebiyatının usta kalemlerinden, yazar, çevirmen ve akademisyen Pınar Kür, 82 yaşında aramızdan ayrıldı. Bir süredir sağlık sorunları nedeniyle hastanede tedavi gören Kür'ün vefatı, edebiyat dünyasında derin bir üzüntü yarattı.
1943 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Pınar Kür, edebiyat ve sanatla iç içe bir ailede büyüdü. Babası tanınmış gazeteci ve yazar İsmet Kür, annesi ise ünlü edebiyatçı Halide Nusret Zorlutuna'nın yeğeni Şaziye Kür'dür. Aileden gelen bu birikim, Kür'ün yazarlık serüvenini şekillendiren en önemli unsurlardan biri oldu.
Akademik Başarıdan Edebiyata
Eğitimine Robert Kolej'de başlayan Kür, daha sonra Paris Sorbonne Üniversitesi'nde Karşılaştırmalı Edebiyat eğitimi aldı ve doktorasını da aynı üniversitede tamamladı. Akademik kariyerine İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu'nda öğretim görevlisi olarak başlayan Pınar Kür, kısa sürede kendisini tamamen edebiyata adadı ve Türk romanının en önemli isimlerinden biri haline geldi.
Türk Edebiyatıda Yeni Kapılar Açtı
Pınar Kür, özellikle kadın kimliği, toplumsal cinsiyet rolleri, cinsellik ve tabu konular üzerine yazdığı romanlarla tanındı. Bireyin iç dünyasındaki çatışmaları ve toplumsal baskıyı cesurca ele alan eserleri, Türk edebiyatında yeni kapılar açtı.
Yarım Asırlık Bir Edebi Miras
Pınar Kür, geride pek çok değerli eser bıraktı. Yarın Yarın (1976), Küçük Oyuncu (1977), büyük tartışmalara yol açan Asılacak Kadın (1979), Bitmeyen Aşk (1986), Bir Cinayet Romanı (1989) ve Sonuncu Sonbahar (1993) gibi romanları, onun edebi yolculuğunun kilometre taşları arasında yer alıyor.
Yazar kimliğinin yanı sıra çevirmen ve akademisyen olarak da tanınan Pınar Kür'ün vefatı, sadece ailesini ve sevenlerini değil, tüm edebiyat camiasını yasa boğdu.
Bakmadan Geçme
