Turan Çapan Yazdı: Hangi Sen Doğru? Yeni Sen Mi? Eski Sen Mi?

Sendikalar çalışma yaşamına ilişkin sorunlarını çözmek, ortak çıkarlarını korumak ve geliştirmek üzere kurulmuş demokrasinin ve demokratik hakların yaşatıldığı kuruluşlardır.

Sendikalar, kurumsal yapısı ve üye olma ve üyelikten çekilme hakları anayasayla güvence altına alınmış sivil toplum kuruluşlarıdır.

Sendikalar ve sendikacılık kendine tabi olanların diline, dinine, rengine ve siyasi görüşüne bakmaksızın bütün kamu görevlilerine hitap eden ve kapsayan bir kitle örgütüdür.

Sendikalar kamu çalışanlarının ortak hak ve çıkarlarının korunduğu birlikteliğin ifadesidir.

Sendikalar Kamu görevlilerinin ekonomik ve demokratik hak ve menfaatlerinin korunduğu ve haklarının temsil edildiği anayasal güvenceli kuruluşlardır.

Anayasamızın 51.Maddesi uyarınca çalışanlar ve işverenler önceden izin almaksızın sendika ve üst kuruluş kurabilme, sendikaya serbestçe üye olma ve serbestçe üyelikten çıkma haklarına sahiplerdir. Anayasa’nın 51.maddesi1.fıkrasında düzenlendiği haliyle sendika özgürlüğü hem bireysel hem de kolektif anlamda sağlanmaktadır.

6356 sayılı Kanun’nun “sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25. maddesi ile sendikal hakların kullanılması güvence altına alınmış, sendikal ayrımcılık yasaklanmıştır. Ek olarak, Türk Ceza Kanunu (TCK) m.118’de sendika hakkının kullanılmasının engellenmesi yaptırıma bağlanmıştır. Bütün bunlara ek olarak; Türkiye’nin de imzasının bulunduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAM), Avrupa Sosyal Şartı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) 87 numaralı Sözleşme’de sendikal haklar uluslararası anlamda güvenceye alınmıştır.

Anayasamızın 51.Maddesinde Sendika kurma ve sendikalara üye olma özgürlüğü güvence altına alınmıştır.

Kamu görevlileri, çalışma ilişkisinden kaynaklı ekonomik ve sosyal hakları gibi kendisiyle ilgili temsiliyetinin gerçekleştirilmesi adına sendika kurma veya kurulan sendikaya üye olup olmama hususunda hakkını kullanıp kullanmamakta serbesttir.

Sendikaların kuruluş amaçlarına uygun ve başarıya ulaşabilmesi için sendika üyesi kamu görevlilerilerinin yasal çerçevede kalmak kaydıyla faaliyetlerini özgürce gerçekleştirebiliyor olması gerekir. Kamu görevlilerinin iradesi herhangi bir şekilde hileye, tehdide veya aldatmaya maruz kaldığı takdirde bu özgürlükten bahsetmek mümkün görünmemektedir. Kamu görevlileri herhangi bir baskı altında bulunmadan, kendi varlığını ve haklarını en iyi şekilde elde edeceği ve bu haklara sahip olacağına inandığı sendikaya özgürce üye olmalı ve özgür bir şekilde hareket edebilmelidir.

Yıllardır sendikal haklar ve ifade özgürlüğü anlamında hak arama mücaddelesi verdiğini iddia eden bir sivil toplum kuruluşu kendilerine yapılan haksızlıklardan ve baskılardan dem vurup yakınırken şimdilerde elde ettiği gücün vermiş olduğu sarhoşlukla mazideki anılarılarında kalan kötü yaşanmışlıklarını bir hayat tecrübesi olarak sendikal hak arama mücaddelesi yürüten diğer sendikalara yaşatmaya çalışıyor.

Sendikal hak ve özgürlükler alanı,trajik komik bir olayla maalesef yetkili başka bir sendika tarafından ipotek altına alınmaya çalışılıyor.

Sen hak ve özgürlük savunucusu olacaksın kitlelerin gücünü arkana alacaksın bu gün kalkıp sendikal anlayış ve metodu senden farklı diye nitelik anlamında çok kaliteli nicelik anlamında küçük sendikaları yok sayacaksın.

Kendi tabirleriyle ifade etmek istiyorum. O günün şartlarında kıt kanaat imkanlarla türlü zorluklar altında başlamış bir hareketin maddi imkansızlarla merdiven altı dahil verilen bu mücaddelesini unutup küçümsemesi "bu uğurda mücaddele verenlerin kemiklerini sızlatacaktır. Merdiven altındaki depolarda soğuk kış günlerinde yedi güzel adamın vermiş olduğu mücaddeleyi nereden bilecekler ki.Bunların timsali çıktığı yumurtanın kabuğunu beğenmeyen kuş misali. Bu anlayış maalesef geldiği yeri ve süreçleri unutmuş olacaklar ki bu gün geldiğimiz bu noktada kendi değer yargılarını yok sayacak kadar hamaset ve hırsla hareket etmektedirler.

Yıllarca sendikal özgürlük,ifade özgürlüğü sacunuculuğu yapan bu kartel anlayış, bu gün bakıyoruz ki bir anda sendikal hak ve özgürlüklerin düşmanı haline gelivermiş.

Sendikal basiretsizliklerini ve masadaki başarısızlıklarını başarı diye gösterenler bu işi peçelemenin yolunu bulmuşlar ve adını % 1 koymuşlar.

Bu gün adını % 1'in içinde andığınız kamu görevlisinin yarın kapısını çalıp hangi yüzle üyelik teklifinde bulunacaksınız merak ediyorum .

Doğrusu başarısızlığın başarı diye lanse edildiği geçmiş dönem kazanımlarının yeni kazanım olarak anlatıldığı şu günlerde Ocak ayıyla birlikte kamu görevlileri bu durumu fark etmeyecekler mi sizce...

Hele bir şey yakaladım ki sormayın. Belki sizinde gözünüzden kaçmıştır diye hatırlatayım dedim.

Altına imza koymuş olduğunuz Toplu Sözleşme tutanağıyla ilgili basın açıklaması yapılacak.Bütün kameralar toplantı anını canlı olarak seyircilerine duyurmak istiyor.Ortam gergin.Bakan, Covidi gerekçe göstererek birilerinin salonu terk etmesini istiyor. Ve basın toplantısı başlıyor. Bakanın ilk açıklamalarından durumun hiçte iyi olmadığı anlaşılıyor. Çünkü bakan uluslararası sorunlara değiniyor, suriyeye gidiyoruz, talibanı anıyoruz, Yunanisyanı konuşuyoruz yirmidört aydır kovidi konuşuyoruz ama ne hikmetse kovidzede borç batağındaki kamu görevlisinin derdine derman olacak açıklamaya bir türlü sıra gelmiyor.Ve 45 dakikalık orta saha top çevirmesinin ardından örneğine Levent Kırca parodilerinde şahit olduğumuz bir garip açıklamayla kamu görevlileri için iki yıllık bir yeni bir hüsran başlıyor.... Bakan ağzındaki baklayı çıkarıyor .Çalışma Bakanı toplantısında tüm kameraların ve basının önündeki açıklamasında % 2'lik bir refah payından bahsediyor ve diyor ki...yapılan zamlara ilave toplu sözleşme ikramiyesini 400 TL'ye çıkardık ve % 2'lik refah payını bu şekilde ödemiş olduk .

Burada tarihe not düşüyorum.Bakanın bu açıklaması yok saydığınız emeklinin , sendika üyeliği kanunen mümkün olmayan asker, polis, hakim ,mit mensuplarının ve bunun gibi kamu görevlilerinin, herhangi bir sendikaya üye olmama hakkını kullanan kamu çalışanlarının, haklarının kapalı kapılar ardında yapmış olduğunuz görüşmelerle gasp edildiğinin tescilidir.

Görülüyor ki bu toplu sözleşme tam fiyaskoyla sonuçlandı.Halkın enflasyonunun % 30-40 bandında gezdiği bir yerde % 5 lik memur maaş zammını izah edemeyecektiniz.Ve bunun altında kalmamak ,ezilmemek için % 1 garabetini ve oyununu sahneye koydunuz.Toplu sözleşmede aradığını bulamayan ve hüsrana uğrayan üyeye kaçınılmaz üye kayıpları için gel gitme bak senin bir farkı var. Diğerlerinin % 2 'lik refah payından gaspettiğim 400 TL'lik bir ayrıcalığın var.Diğer sendika üyelerine de adrese teslim üyelik anlamında benden başka bir yere üye olamazsınız mesajını iletmek ve özgür sendikacılık yapan bir gürühuda yok etmek.
Kamu erki ve imkanlarının kullanılarak anayasanın 10 maddesi 34 maddesi ve 51 maddesiyle güvence altına alınan sendikal özgürlük ve hakların paranın tamah gücü ve çekiciliğini kullanarak adrese teslim üyeliğe zorlamak ve sendika seçiminde basiretsiz sendikacılık anlayışınızın bir tezahürü olarak iyice alım gücü düşen kamu çalışanlarını şahit olduğumuz bu mobing anlayışıyla size mahkum etmek istiyorsunuz.

Şunu bilin ki daha kış olmadı. Önlenemeyen gıda fiyatlarındaki artış ve kapıda bekleyen elektrik, su, doğal gaz zamları daha gelmedi.

Herkes elbette emeğinin karşılığını bir gün alacak. Elbette ki sizde..

Ocak 2022'den itibaren geçerli olacak % 5'lik memur maaş zammının; 200 TL'sini sendika aidatı olarak kasanıza koyacağınız 400 TL'lik toplu sözleşme ikramiyesinin karşılığını yetkili sendika olmanız hasebiyle fazlasıyla alacaksınız.

Katiline aşık maktul rolü biçtiğiniz, mutfağına ateş düşmüş her kamu görevlisi bu oyununuzu görecek.Yıllarca toplu sözleşme masasında kaybettirdiğiniz çalışanlar dan ,yetkinizin devam etmesini ve yetkili sendika kılınmanızı ve şimdiden kaybettireceğiniz yeni yılların sözünü istiyorsunuz.

Korkunun ecele faydası yok ...


Takke düştü kel göründü...

Bu oyunlarınızı bağımsız yargı bozacak.

Elbet vakti zamanı geldiğinde % 1'in ne kadar uğurlu ve anlamlı olduğunu sizde göreceksiniz. Gücünü üyesinden ve haktan alan sendikacılık elbette galip gelecektir. Adalet bir gün herkese lazım olacak. Önemli olan Üstünlerin hukukunu değil Hukukun üstünlüğünü savunabilmek.

Ha şunu da demeden geçemeyeceğim. O merdiven altı diye tabir ettiğiniz yüzde birlik sendikalarda siz rahat uyuyun can ve mal güvenliğinize zarar gelmesin diye elini kolunu gözünü vb kaybetmiş gazilik şerefiyle onurlanmış veya eşini,babasını çocuğunu kaybetmiş şehadet şerbetini içerek makamların en yücesine çıkmış büyük bir çoğunluk var. bu insanları merdiven altına indirip orada hapsedemezsiniz.Onların hamisi Allah'tır Allah. Yücelten yüceltmiş onları. Oradan indirmeye de, sizin ne gücünüz yeter ne de haddiniz. Sendikacılık yapacağım diye minnet ve şükran borcumuzun olduğu bu insanları boş laflarla üzmeye kalkışmayın.

Turan ÇAPAN /Büro Çalışanları Sendikası

Bakmadan Geçme

Kamu Gündemi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!