TÜİK'ten Skandal Gizlilik: Hissedilen Enflasyon Neden Açıklanmıyor?
Enflasyon hissiyatı devlet sırrı mı? TÜİK'in yıllardır hissedilen enflasyonu ölçtüğü ancak bunu kamuoyundan sakladığı ortaya çıktı.
TÜİK’in yıllardır hissedilen enflasyonu ölçtüğü ancak bunu kamuoyundan sakladığı ortaya çıktı. Bu verinin neden devlet sırrı gibi muamele gördüğü ve TÜİK’in enflasyon ölçümüne yönelik eleştirileri haberimizde bulabilirsiniz.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı tüketici enflasyonunu yüzde 64,7 olarak açıkladı. Ancak vatandaşlar, gıda, konut, ulaşım, sağlık gibi temel harcama kalemlerinde çok daha yüksek bir fiyat artışı yaşadıklarını ifade ediyorlar. Peki, vatandaşların hissettiği enflasyon gerçekte ne kadar? TÜİK bu konuda bir veri üretiyor mu? Üretiyorsa neden kamuoyuyla paylaşmıyor?
Bu soruların cevabı, Ekonomim gazetesinde 22 Ocak 2024’te yayımlanan Maruf Buzcugil’in “Hissedilen enflasyon açıklananın 2 katı” başlıklı haberiyle gündeme geldi. Habere göre, TÜİK’in yaptığı Tüketici Eğilim Anketi’nde yer alan sorulara verilen yanıtlara göre, vatandaşların hissettiği enflasyon yüzde 129,4 dolayında. Yani, açıklanan enflasyonun neredeyse iki katı.
Bu haber, TÜİK’in enflasyon ölçümüne yönelik güvenilirlik tartışmalarını yeniden alevlendirdi. TÜİK, 24 Ocak 2024’te yaptığı bir açıklamayla, hissedilen enflasyonu ölçtüğünü doğruladı ancak haberi çarpıtma olarak nitelendirdi. TÜİK, hissedilen enflasyonun, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile karşılaştırılamayacağını, sadece enflasyon beklentisini ölçmek için kullanıldığını savundu.
Ancak bu açıklama, TÜİK’in neden hissedilen enflasyon verisini kamuoyuna açıklamadığı sorusunu yanıtlamıyor. Aksine, TÜİK’in bu veriyi adeta devlet sırrı gibi sakladığı izlenimini güçlendiriyor. Zira, hissedilen enflasyon verisine ulaşmak neredeyse imkansız. TÜİK’in internet sitesinde bu veriye ilişkin herhangi bir bilgi veya rapor bulunmuyor. TÜİK’in yaptığı sunumlarda da bu veriye yer verilmiyor. TÜİK’in enflasyon ölçümüne ilişkin yaptığı basın toplantılarında da bu veri sorulmuyor veya açıklanmıyor.
Oysa, hissedilen enflasyon, hem uygulamada hem de literatürde önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor. Dünyanın pek çok ülkesinde, merkez bankaları ve istatistik kurumları, hissedilen enflasyonu ölçüyor ve kamuoyuyla paylaşıyorlar. Bu veri, enflasyon beklentilerini, tüketim davranışlarını, gelir dağılımını ve yaşam standartlarını etkileyen bir faktör olarak değerlendiriliyor.
TÜİK’in hissedilen enflasyon verisini saklamasının arkasında ne yatıyor? Bu veriyi açıklamak, TÜİK’in enflasyon ölçümüne yönelik eleştirileri artırır mı? Yoksa, TÜİK’in enflasyon ölçümüne güveni artırmak için şeffaf ve bilimsel bir yaklaşım sergilemesi mi gerekiyor? Bu soruların cevabını aramak, hem TÜİK’in hem de hükümetin sorumluluğunda. Zira, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri, milyonlarca insanın ücretlerini, aylıklarını, alım gücünü ve yaşam kalitesini belirliyor. TÜİK, bu sorumluluğunun gereğini yapmalı ve hissedilen enflasyon verisini kamuoyuyla paylaşmalıdır.
Bakmadan Geçme