Kur Korumalı Mevduattan Çıkacak Para Nereye Gidecek?

Kur korumalı mevduatın asgari tutar zorunluluğunun kaldırılması, yatırım araçlarında nasıl bir etki yaratacak? Bu makalede, bu sorunun cevabını arayacağız.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kur korumalı mevduat ile ilgili aldığı bazı kararlar, piyasalarda büyük bir hareketlilik yarattı. Bu kararlardan en önemlisi, kur korumalı mevduatın asgari tutar zorunluluğunun kaldırılması oldu.

Bu sayede, kur korumalı mevduattan çıkacak olan devasa bir para, yatırım araçlarında yeni bir dağılım sürecine girecek. Peki, bu para nereye yönlenecek? Dolar mı, borsa mı, tahvil mi yoksa Türk lirası mevduatı mı? Bu makalede, bu sorunun cevabını arayacağız.

Kur Korumalı Mevduat Nedir?

Kur korumalı mevduat, bankaların döviz cinsinden aldığı mevduatlara Türk lirası faizi uyguladığı bir üründür. Bu ürün sayesinde, mevduat sahipleri hem döviz kuru riskinden korunur hem de Türk lirasının yüksek faizinden faydalanır. Ancak bu ürünün bir de maliyeti vardır. Bankalar, kur korumalı mevduat için TCMB’ye döviz cinsinden zorunlu karşılık ayırır. Bu da bankaların döviz likiditesini azaltır ve döviz kuru üzerinde baskı oluşturur.

TCMB’nin Aldığı Kararlar Nelerdir?

TCMB, 2023 yılının Mart ayında kur korumalı mevduat ile ilgili iki önemli karar aldı. Bunlardan ilki, kur korumalı mevduata uygulanan zorunlu karşılık oranlarını arttırması oldu. Böylece, bankaların kur korumalı mevduat için ayırması gereken döviz miktarı arttı ve bu ürünün maliyeti yükseldi. Bu kararın amacı, kur korumalı mevduatın cazibesini azaltmak ve döviz talebini frenlemekti.

İkinci karar ise, kur korumalı mevduatın asgari tutar zorunluluğunu kaldırması oldu. Bu karara göre, bankalar artık kur korumalı mevduat için belirli bir asgari tutar uygulamak zorunda değil. Bu da, kur korumalı mevduattaki paraların daha kolay çözülmesine ve başka yatırım araçlarına yönelmesine imkan tanıdı.

Kur Korumalı Mevduattan Çıkacak Para Hangi Yatırım Araçlarına Yönelecek?

Kur korumalı mevduattan çıkacak olan yaklaşık 120 milyar dolarlık para, piyasaların merakla beklediği bir konu oldu. Bu paranın hangi yatırım araçlarına yöneleceği, hem piyasa fiyatlarını hem de ekonomik göstergeleri etkileyecek.

Bu paranın bir kısmının döviz olarak kalacağı veya yastık altına gideceği tahmin ediliyor. Çünkü, döviz mevduatına uygulanan faiz oranları çok düşük ve döviz kuru riski yüksek. Bu nedenle, döviz sahipleri paralarını sistemde tutmak yerine, güvenli bir şekilde saklamayı tercih edebilir.

Ancak, bu durum hem bankaların döviz likiditesini hem de TCMB’nin rezervlerini olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle, TCMB’nin döviz mevduatına uygulanan faiz oranlarını arttırması ve dövizin sistem içinde kalmasını teşvik etmesi gerekiyor.

Bu paranın bir kısmının da borsaya yöneleceği görülüyor. Zaten, TCMB’nin kararını açıklamasının ardından, BIST 100 endeksi rekor bir yükselişe geçti ve 8.300 puan seviyesine ulaştı. Bu yükselişin arkasında, kur korumalı mevduattan çıkacak olan paranın borsaya gireceği beklentisi yatıyor. Ancak, bu beklenti gerçekleşirse bile, borsanın uzun vadeli bir trend oluşturabilmesi için yabancı yatırımcıların da ilgisini çekmesi gerekiyor. Bu da, ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması ve reformların hayata geçirilmesi ile mümkün olabilir.

Bu paranın bir kısmının da Türk lirası mevduatına yöneleceği düşünülüyor. Ancak, bu yönelimin gerçekleşebilmesi için Türk lirası mevduatının cazibesinin arttırılması gerekiyor. Çünkü, Türk lirası mevduatına uygulanan faiz oranları, %60’ın üzerindeki enflasyonun altında kaldığı için, reel anlamda zarar ettiriyor. Bu nedenle, bankaların Türk lirası mevduatına daha yüksek faiz vermesi ve kamu bankalarının bu konuda öncülük etmesi gerekiyor.

Son olarak, bu paranın bir kısmının da tahvil piyasasına yöneleceği öngörülüyor. Tahvil piyasası, hem sabit getiri sağlayan hem de riski düşük olan bir yatırım aracıdır. Ancak, tahvil piyasasının cazibesinin artması için de faiz oranlarının düşmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması gerekiyor. Aksi takdirde, tahvil piyasası da reel anlamda zarar ettirebilir.

Sonuç

Kur korumalı mevduatın asgari tutar zorunluluğunun kaldırılması, piyasalarda yeni bir dağılım sürecini başlattı. Bu süreçte, kur korumalı mevduattan çıkacak olan devasa bir para, farklı yatırım araçlarına yönelecek. Bu yönelimin hangi araçlara olacağı ise, hem piyasa fiyatlarını hem de ekonomik göstergeleri etkileyecek. Bu nedenle, TCMB’nin ve bankaların bu süreci iyi yönetmesi ve yatırım araçlarının cazibesini arttırması gerekiyor.

Bakmadan Geçme

Kamu Gündemi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!