- Haberler
- Kamu Haber
- İstanbul'da Flaş Kentsel Dönüşüm Kararı! Rezerv Alanlar ve Rant Tartışmaları
İstanbul'da Flaş Kentsel Dönüşüm Kararı! Rezerv Alanlar ve Rant Tartışmaları
İstanbul'daki kentsel dönüşümde ortaya çıkan rezerv alanlar ve bu alanların yönetimine dair siyasi tartışmaların derinlemesine analizi. Ekrem İmamoğlu ve Mehmet Özhaseki'nin görüşlerine yer verilen bu makale, deprem riski ve şehircilik politikalarının kesiştiği noktada önemli bir bakış açısı sunuyor
İstanbul, hem tarihi güzellikleri hem de jeolojik riskleriyle dünyanın en önemli metropollerinden biri. Bu şehrin kentsel dönüşüm süreci, her zaman hassas ve tartışmalı bir konu olmuştur. Son zamanlarda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'nin açıklamaları ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tepkileri, bu sürecin yeni bir boyut kazandığını gösteriyor.
Bakan Özhaseki, İstanbul'da kentsel dönüşüm için 12 rezerv alan belirlediklerini açıkladı. Bu alanların arasında Esenler, Eyüp ve Tuzla civarları yer alıyor. Amaç, özellikle riskli bölgelerdeki yapıları bu alanlara taşıyarak, deprem güvenliği konusunda önlem almak.
Kahramanmaraş'ta yaşanan büyük depremlerin ardından, Marmara Bölgesi'nde beklenen büyük bir deprem riski bu planlamaların önemini artırıyor. Özhaseki, Marmara'da 7,3 büyüklüğünde bir depremin beklendiğini ve İstanbul'daki yaklaşık 600 bin konutun acilen yıkılması gerektiğini vurguladı.
İmamoğlu'nun Eleştirileri
Diğer yandan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu sürecin yeterince şeffaf ve katılımcı olmadığını savunuyor. Yeni kentsel dönüşüm yasasına sert tepki gösteren İmamoğlu, bu sürecin ayrıştırıcı değil, ortaklaşa yürütülmesi gerektiğini belirtiyor.
İmamoğlu, "Koru İstanbul" projesinin önemine değinirken, şehrin doğal ve kırsal alanlarının korunması gerektiğini vurguluyor.
Sonuç: İstanbul'un kentsel dönüşüm süreci, sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal bir diyalog gerektiriyor. Rezerv alanların belirlenmesi ve kullanımı, şehrin geleceği açısından hayati öneme sahip.
Bu sürecin, hem yerel yönetimler hem de merkezi hükümet tarafından dikkatlice yönetilmesi gerekiyor. Deprem güvenliği ve şehircilik politikalarının entegre bir şekilde ele alınması, İstanbul'un geleceği için elzemdir. Bu, sadece bir şehir planlama meselesi değil, aynı zamanda milyonlarca insanın yaşam kalitesi ve güvenliği ile doğrudan ilgili bir konudur.
Bakmadan Geçme
