Zafer Partisi Suriyelileri göndermek için otobüs bileti dağıtıyor

Türkiye’nin aşırı sağcı partisi olan nitelendirilen Zafer Partisi, Suriyelileri sınır dışı etmek için yeni bir kampanya başlattı. Kampanyaya katılmak isteyenler, partiye para bağışlıyor ve bu paralarla, Suriye’ye gitmek isteyen mültecilere otobüs bileti alınıyor.

Zafer Partisi, bağışların Suriyelileri sınır dışı etmek için harcanacağını ve destekçilerinin ülkeden çıkmasını istedikleri kişilerin isimlerini soracağını vaat ediyor.

Parti Genel Başkanı Ümit Özdağ, Pazartesi günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Zafer Turizm'in tek yön Şam seferleri için bilet satışları başladı.’’ Dedi.

Özdağ, insanlardan sınır dışı edilmesini istedikleri Suriyelilerin isimlerini vermelerini isteyerek "rezervasyon yaptırmak" sözü verdi.

Plan büyük olasılıkla fon toplamak için bir hile olsa da, Zafer Partisi göreve başladıktan sonraki bir yıl içinde  Suriyeli mültecileri sınır dışı etme sözü veriyor.

 Ağustos 2021'de Özdağ tarafından kurulan Zafer Partisi, Suriyeli mültecilerin varlığına karşı kampanya yürüterek sosyal medyada gündem yaratmasıyla biliniyor.

 Mültecileri hedeflemek

Parti, Özdağ'ın Suriyelilerin sahip olduğu veya işlettiği işletmeleri ziyaret ederek oradaki Suriyelilerden genellikle saldırgan bir şekilde ülkeyi terk etmelerini istediğine dair çeşitli videolar paylaştı.

Özdağ ayrıca, federal olarak yönetilen bir muz devletinde Arapların çoğunlukta ve Türklerin azınlıkta olduğu geleceğin Türkiye'sinde geçen, YouTube'da yayınlanan “Silent Invasion” adlı popüler bir distopik filme de fon sağladı.

 BM'ye göre Türkiye, 3,6 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapıyor ve bu da onu dünyanın en büyük mülteci barındıran ülkesi yapıyor ve BM'ye göre diğer milletlerden 320.000'e yakın mülteciyle birlikte. Suriye savaşının patlak vermesinden 10 yıl sonra bu toplumsal ve siyasi gerilimlere yol açtı.

Özdağ, herhangi bir kanıt sunmadan Türkiye'de 13 milyon mülteci olduğunu iddia ediyor.

 Bazı Türk muhalefet partileri Suriyeli mültecileri geri gönderme sözü verdi, ancak Özdağ en güçlü dili kullanarak BM'nin gönüllü ve onurlu geri dönüş parametrelerinin çok ötesine geçen politikalar sözü verdi.

 Özdağ'ın son kampanyası, özellikle isimleri otobüs biletlerine yazılan iki kişiyi hedef alıyor: Suriyeli-Türk gazeteci Ahmet Hamo ve Türk köşe yazarı Nagehan Alci.

 Mayıs ayında Özdağ , Zafer Partisi'nin mülteci karşıtı kampanyalarını eleştirdiği için Hamo'yu seçilmesi halinde Türk vatandaşlığını iptal  etmekle tehdit etmişti.

 “Ahmet Hamo, sen Suriye'den geldin. Yasadışı vatandaşlık elde ettiniz. Şimdi bize siyaset yapmayı mı öğreteceksin? Söz veriyorum, kaçak vatandaşlığınızı iptal edip sizi Zafer Turizm'in ilk seferiyle bir numaralı koltuğa göndereceğim" diye tweet attı Özdağ. Hamo Salı günü Özdağ'ı kendisine karşı yürüttüğü kampanya nedeniyle mahkemeye vereceğini söyledi.

 Türkiye'nin Haziran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri olması nedeniyle birçok gözlemci Ankara'nın seçmenlere mültecileri geri göndermeye başlayabileceğini göstermek için Şam'la ilişkilerini onarmayı amaçladığını düşünüyor.

Bir zamanlar Suriyeli mültecilerin gururlu koruyucusu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şimdi en azından kuzey Suriye'nin Türk kontrolündeki bölgelerine geri dönüşlerinin yolunu açma sözü veriyor.

 Tanınmış bir mülteci yanlısı duruşa sahip olan Alcı, Salı günü yazdığı bir makalede , İtalya'nın Georgia Meloni ve Fransa'nın Marine Le Pen'iyle eşit gördüğü aşırı sağcı bir siyasi hareket olan Zafer Partisi tarafından hedef alınmaktan onur duyduğunu söyledi ve sözlerine şunları ekledi;

 “Türkiye'nin göç politikası eleştirilebilir ve eleştirilebilir ama canlarını kurtarmak için buraya sığınan göçmenleri şeytanlaştırmak ve çocuk, yaşlı, kadın fark etmeksizin zorla geri gönderme sözü vermek insanlık dışıdır ve temel insani değerlere aykırıdır. Ümit Özdağ, hem minik bebekleri hem de 12 yıldır burada yaşayan ve Türkçe'yi Arapça'dan daha iyi konuşan binlerce insanı sırf Suriye kimliği var diye zorla bilinmeyen bir yere göndermek istiyor.” Dedi.

 Bu yaklaşımın, Batı'da Müslümanları şeytanlaştıran İslamofobiden hiçbir farkı olmadığını savundu. Alcı, Özdağ'ın Suriyelilerin artık Türk toplumunun bir parçası olduğu gerçeğini değiştiremeyeceğini ve hakim, doktor ve girişimci olarak öyle olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.