İstanbul seçimi Türkiye'nin geleceğini etkileyecek sonuçlar doğurmaya aday
Bilal Demir Antalya- Türkiye son seçimden 10 ay sonra yeniden sandığa gidiyor. Ancak bu kez Mayıstaki heyecandan eser yok. Kampanya silik geçti. Adaylar renksiz, kitleler isteksiz. Bunun birçok nedeni var; en başa umutsuzluğu yazmak lazım.
Son 20 yıldaki bunca seçimde bütün olumsuz şartlara rağmen hükümetin değişmemesi, muhalif çevrelerde ‘’seçimle gitmeyecekler’’ yılgınlığa yol açtı. Kimisi sonuçlarla oynandığına inanıyor, kimisi bu durumu iktidarın her türlü yöntemi kullanmasına bağlıyor, kimisi muhalefeti beceriksizlikle suçluyor. Ancak neden ne olursa olsun sonuç değişmiyor. Seçime güvensizlik siyasete inançsızlığa dönüşüyor. ‘’Artık izlemiyorum’’ tepkisi dilden dile geziyor.
Sorunun bir başka boyutu; başkanlık sisteminin dayattığı ittifaklar zorunluluğunun partiler arasındaki farkı azaltmış olması. İttifak içi uzlaşmalar, CHP’yi İYİ Parti'ye, AKP'yi MHP'ye benzetti. Bu da bir kısım seçmende ‘’aslında hepsi aynı’’ tepkisini doğurdu. Özellikle Kürt seçmenin oyunun; görevden almalar, Kayyum atamaları, tutuklamalarla hiçe sayılması, sandığa inançsızlığı perçinledi.
Liderlere gelince… Özgür Özel ilk gireceği seçimde yerel adayların önüne geçmemeye özen gösterirken, Erdoğan sahaya geç indi. Üstelik bu kez şaşırtıcı bir şekilde rahattı. İstanbul mitingine gelenlerin eskiye göre yarı yarıya azaldığını çekinmeden itiraf etti. Diyarbakır'da demeç attı. İstanbul'da durum kritik olmasına rağmen, Yeniden Refah Parti’sine yüz vermedi. Emeklileri pervasızca karşısına aldı, faizlerin yükseltilmesine göz yumdu.
CHP'deki para sayma görüntülerini bile fazla sömürmedi. Kimine göre bunun nedeni, sonuçlardan emin olması. Bir başka deyişle sandıkları garantiye almış olması. Öte yandan İstanbul’da kaybetse de sonradan para sayma görüntüleriyle İmamoğlu'na karşı bir hukuk darbesi planladığını, rahatlığının bundan kaynaklandığını iddia edenler de var.
İmamoğlu içinse bu seçim, Cumhurbaşkanlığı adaylığının anahtarı sayılabilir. Kaybederse CHP'de ortalık karışır. Kazanırsa Erdoğan'ın tam 30 yıl önce İstanbul Belediyesi'nden başlayıp sarayda biten yolculuğuna bir adım daha yaklaşmış sayılır. O açıdan İstanbul seçimi Türkiye'nin geleceğini etkileyecek sonuçlar doğurmaya aday…