İngiltere’nin siyasi arenası, son dönemde aşırı sağın yükselişi ve Muhafazakar Parti'nin İsrail ile olan ilişkileri konusunda dikkat çekici bir döneme girmiş bulunmaktadır. Bu durum, özellikle Suella Braverman ve Tommy Robinson gibi figürlerin eylem ve söylemleriyle daha da karmaşık bir hal almıştır.
Suella Braverman, İngiltere İçişleri Bakanı olarak görev yaparken, özellikle Filistin yanlısı gösterilere karşı kullanmış olduğu sert dil ve aşırı sağa yönelik yaklaşımlarıyla gündeme gelmiştir. Braverman, gösterileri "nefret yürüyüşü" olarak nitelendirmiş ve polisi çifte standart uygulamakla suçlamıştır.
Bu söylemler, İşçi Partisi lideri Sir Keir Starmer tarafından “nefret tohumları ekmek” olarak değerlendirilmiş ve eleştirilmiştir. Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan, Braverman’ın sözlerinin doğrudan aşırı sağın cesaretlenmesine ve şiddet olaylarının artmasına yol açtığını belirtmiştir. Braverman’ın bu tutumu, SNP lideri Humza Yousaf tarafından da aşırı sağın güçlenmesine katkı sağlayan bir faktör olarak görülmüştür..
Tommy Robinson ise, İngiltere’nin aşırı sağ sahnesinde oldukça tanınan bir isimdir. Kendisini sıkça İsrail’e destek verirken gösteren Robinson, İsrail lehine düzenlenen gösterilere katılmış ve bu ülkenin işgalci politikalarını savunmuştur. Bu durum, Robinson'ın İsrail ile olan bağlantılarının sadece ideolojik olmadığını, aynı zamanda mali desteklere de dayandığını göstermektedir.
Örneğin, 2018 yılında, Robinson’ın hukuki masraflarının, İsrail yanlısı bir düşünce kuruluşu tarafından karşılandığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca, Robinson’ın İsrail'in yasa dışı yerleşim birimlerini ziyaret ettiği ve İsrail ordusuna ait bir tankın üzerinde tüfekle poz verdiği bilgileri de medyada yer almıştır.
Bu iki figür üzerinden bakıldığında, İngiltere’nin aşırı sağının ve Muhafazakar Parti’nin İsrail ile olan ilişkilerinin sadece dış politika bağlamında değerlendirilemeyeceği açıktır. Bu durum, aynı zamanda iç politikada da ciddi sonuçlar doğurmakta ve toplumsal gerilimleri artırmaktadır. Braverman ve Robinson gibi isimlerin, aşırı sağın yükselişini ve İsrail ile olan ilişkileri kullanarak siyasi rant elde etme çabaları, İngiltere’nin demokratik yapısını tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır.
İngiltere’nin siyasi manzarasında aşırı sağın yükselişi ve İsrail ile olan ilişkileri, ulusal ve uluslararası düzeyde ciddi endişelere yol açmaktadır. Bu durum, hem iç politikada hem de dış politika bağlamında İngiltere'nin geleceği için önemli bir mesele olarak değerlendirilmeli ve dikkatle izlenmelidir.