AFAD eli kulağında diyerek duyurdu! Tam tamına 80 ayrı fay var: 5'in üzerinde deprem olabilir

AFAD eli kulağında diyerek duyurdu! Tam tamına 80 ayrı fay var: 5'in üzerinde deprem olabilir
TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nda sunum yapan, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar çok önemli açıklamalarda bulundu ge Türkiye’de 14 bin 500 kilometre uzunluğunda 485 diri fay bulunduğunu, her birinin 5 ve üzerinde deprem üretme potansiyeli olduğunu ifade etti.

Orhan Tatar açıklamalarında Deprem sonrasında yer kabuğunun sol yönlü, yatay şekilde yaklaşık 7.5 metre yer değiştirdiğini belirtti ve bunun üzerinde hiçbir binanın kalması mümkün olmadığını o yüzden sürekli ‘fay yasası’ denildiğini belirtti. Ayrıca Tatar açıklamalarında gerçekten çok ciddi şekilde ele alınması gereken bir husus ve en kısa zamanda yasalaştırmak durumunda olduklarını ifade etti.

Orhan Tatar açıklamalarının devamında Türkiye’deki her fayın parametresinin ortaya konulması gerektiğini, bu kapsamda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) 485 fayın 172’si, üniversitelerin de yaklaşık 70’i üzerinde çalışma yaptığını ifade etti.

ELİ KULAĞINDA 

Son depremlerin ardından aksiyon aldıklarını belirten Orhan Tatar şöyle devam etti:

"TÜBİTAK MAM, AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, MTA ile 25 üniversiteden alanında uzmanlarla, geniş bir grupla çalışma yapılacak. Bu yıldan itibaren 80 civarında, yani eli kulağında diyebileceğimiz, her an deprem üretme potansiyeli bulunan faylara öncelik verecek şekilde bunların çalışılmasını planlıyoruz"

ÖZGÜN DURUMLARINDAN FARKLILAŞTI

Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nden onlarca uzmanın hazırladığı planda bulunan uyarıların çok azının hayata geçirildiği belirtilerek planda kentin kalburüstü semtleri olarak bilinen Koşuyolu ve Levent Mahalleleri’ndeki konut stoğunun çoğunun değişikliğe uğradığı paylaşıldı ve şu ifadeler kullanıldı:

"Levent’te yeme-içme, ticaret, ofis, eğlence işlevlerine dönüşüm nedeniyle binaların özgün durumlarından çok farklılaştığı gözlenmektedir"