• Haberler
  • Gündem
  • Gazze'de 136 Günlük Vahşet: Türkiye'nin İkiyüzlü Tutumu

Gazze'de 136 Günlük Vahşet: Türkiye'nin İkiyüzlü Tutumu

İsrail'in Gazze'ye saldırıları 136. gününe girerken, Türkiye'nin tutumu çelişkilerle dolu. Bir yandan İsrail'i kınayan Türkiye, diğer yandan ticaret hacmini artırıyor. Bu ikiyüzlülük Gazze'deki vahşete ortak olmak anlamına mı geliyor?

136 gündür Gazze'de yaşanan vahşet devam ediyor. Masum çocuklar, kadınlar ve yaşlılar İsrail'in bombalarının hedefi oluyor. Bu soykırım karşısında dünya sessizliğini korurken, Türkiye'nin tutumu da çelişkilerle dolu. Bir yandan İsrail'i kınayan Türkiye, diğer yandan ticaret hacmini artırıyor. Bu ikiyüzlü tutum Gazze'deki vahşete ortak olmak anlamına mı geliyor?

136 Günlük Vahşetin Bilânçosu:

  • 13 bin çocuk şehit oldu
  • 2 milyon kişi yerinden edildi
  • Mescid-i Aksa'ya 258 operasyon düzenlendi
  • 7 bin kişi kayboldu
  • Günde 10 çocuğun bacağı kesildi
  • UNICEF'e göre 1 milyon çocuk risk altında
  • 23 hastane yıkıldı
  • 115 gazeteci öldürüldü
  • 67 bin konut yıkıldı

Uluslararası Tepki ve Türkiye'nin Çelişkili Tutumu:

Dünya genelinde İsrail'in vahşetine karşı protestolar düzenleniyor. Türkiye de bu protestolara katılıyor ve İsrail'i kınıyor. Ancak bu kınamaların samimiyeti sorgulanıyor.

İsrail'i kınayan Türkiye'nin ticaret hacmini artırması büyük bir çelişki yaratıyor. 7 Ekim'den bu yana İsrail'e 700'den fazla gemi gönderildi ve 2 milyar dolara yakın ticaret yapıldı. Bu ticaretin büyük kısmı da insani yardım değil, ticari ürünlerden oluşuyor.

Türkiye'nin Yapması Gerekenler:

  • İsrail ile diplomatik ilişkileri kesmek
  • Ticaret hacmini sıfıra indirmek
  • Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için aktif rol almak
  • Uluslararası platformlarda İsrail'in soykırımını teşhir etmek

Sonuç:

Türkiye'nin ikiyüzlü tutumu Gazze'deki vahşete ortak olmak anlamına geliyor. Türkiye, vicdani ve siyasi sorumluluğunu yerine getirmeli ve İsrail'e karşı somut adımlar atmalıdır. konuya dair şu açıklamaları yaptı;

Bugün, tam 136’ncı gün. Aslında, onlarca yıldır süregelen ancak dünyanın tepkisini çekecek kadar şiddetlenen İsrail saldırılarının 136’ncı günü, çocukların vicdansızca öldürüldüğü koskoca 136’ncı gün, kadınların tecavüze, tacize uğradığı yüz otuz altı gün; bebek, yaşlı, çocuk, kadın demeden insanların katledildiği yüz otuz altı gün. Bu yüz otuz altı günde 13 bin çocuk şehit oldu, 2 milyon kişi yerinden edildi, Mescid-i Aksa’ya 258 operasyon düzenlendi, 7 bin kişi kayboldu, günde 10 çocuğun bacağı kesildi, UNICEF’e göre 1 milyon çocuk risk altında, 23 tane hastane yıkıldı, 115 gazeteci öldürüldü, 67 bin konut yıkıldı.

en temel insan haklarının hiçe sayıldığı, uluslararası hukukun çalışmadığı, İslam devletlerinin bile bu konuda eylem ve söylem birliğine giremediği, dinsel, ırksal, siyasal açıdan soykırımın bütün şartlarının oluştuğu yüz otuz altı günü geride bıraktık.

Dünya genelinde her dinden, dilden, ırktan on binlerce insanın toplandığı ve İsrail karşıtı eylemlerin devam ettiğini görüyoruz. Bu eylemler, İsrail'in meşruiyetinin sarsılması açısından oldukça önemli. Vicdan sahibi insanlar görevini yerine getirmeye devam ediyor, edecektir. Bununla birlikte devletlerin de üstüne düşeni yapması gereken bazı koşullar vardır. Bu bebek katillerine diplomasinin bütün boyutlarını kullanarak “Dur!” denilmesi elzemdir ancak Güney Afrika Cumhuriyeti’nin çabalarının bir örneğini daha göremediğimiz gibi, hiçbir söz hakkı olmamasına rağmen, Güney Afrika’nın yaptığı bu girişimin iç siyasete malzeme yapılarak bunun üzerinden bazı kazanımlar elde edilmeye çalışıldığını görüyoruz.

Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere, 30 bine yakın insanın katledildiği Gazze için sözün ötesinde ortaya konan ne var değerli arkadaşlar? Kadın, çocuk, yaşlı demeden insanları öldüren, bedenlerini parçalayan İsrail Gazze'yi de bir açık hava hapishanesine dönüştürürken, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri vurup Gazze’yi şiddetli bir ambargoya maruz bırakırken Türkiye üzerine düşenleri tam anlamıyla yapabildi mi? İsrail Türkiye'nin herhangi bir sözünden, açıklamasından dolayı yaptıklarından vazgeçti mi?

Biz bu soruları sorduğumuzda maalesef cevap alamıyoruz. O sebeple, ne yapıldığını ya da yapılmadığını buradan defalarca ifade etmiş olmamıza rağmen bir kere daha kamuoyunun dikkatlerine arz ediyorum.

Bakınız, çok önemli bir noktayı arz ediyorum: İsrail’in bomba yağdırmaya devam ettiği günlerde her bir milletvekilinin burada İsrail’i telin ettiği, kınadığı günlerde İsrail’e ekim, kasım, aralık aylarında 700’den fazla gemi gönderilmiş arkadaşlar. Bir daha söylüyorum, İsrail’e bu aylar içerisinde 700’den fazla gemi gönderilmiş. Bu gemilerle dört ayda toplam 1 milyar 340 milyon doların üzerinde ihracat yapılmış. İthalat rakamlarını da ekleyince 7 ekimden bu yana 2 milyar dolara yakın ticaret yapılmış.

Bunlar herhangi bir STK’nin verileri değil bunlar Türkiye İstatistik Kurumunun verileri değerli arkadaşlar. Bir taraftan “İsrail’e silah parçası gönderiyoruz.” diye açıklama yapan bakanların olduğu yerde diğer taraftan vicdanlarınızı asla sorgulamıyorum, vicdanlarımızı kanatan bu duruma karşı “Dur.” diyecek bir iradeyi göstermekten aciz hareket ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu sözler karşılığında Netanyahu sizce bunlardan etkilenir mi, bu sözlerden etkilenir mi, bu açıklamalardan etkilenir mi? Bakınız, ateşkes görüşmelerinde bile onları kesti, Refah’a saldırmaya devam ediyor.

Bakmadan Geçme

Kamu Gündemi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!