FED ve TCMB Faiz Kararları Piyasaları Nasıl Etkileyecek?

Bu hafta FED ve TCMB’nin faiz kararları piyasaların gündeminde olacak. Amerika’da enflasyon ve istihdam verileri faiz artışı ihtimalini güçlendirirken, Türkiye’de ise enflasyon ve kur baskısı faiz indirimi beklentilerini zorluyor. Bu makalede, FED ve TCMB’nin toplantılarına dair beklentileri ve...

FED ve TCMB Faiz Kararları Piyasaları Nasıl Etkileyecek?

Bu hafta hem Amerika Merkez Bankası (FED) hem de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararları piyasaların gündeminde olacak. İki merkez bankasının da farklı dinamiklerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, alacakları kararlar hem küresel hem de yerel piyasaları etkileyecek. Bu makalede, FED ve TCMB’nin toplantılarına dair beklentileri ve olası senaryoları ele alacağız.

FED Faiz Artışına Hazır mı?

FED, çarşamba günü akşam saat 21:00’de (Türkiye saatiyle) faiz kararını açıklayacak. Arkasından da FED Başkanı Jerome Powell basın toplantısı düzenleyecek. Piyasalar, FED’in bu toplantısında faiz artırmasını beklemiyor, ancak gelecek toplantılarda ne zaman faiz artıracağına dair ipuçları arıyor.

FED’in faiz artırma ihtimalini güçlendiren en önemli faktör, Amerika’da enflasyonun yükselişi. Son gelen verilere göre, Ağustos ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık bazda %5,3 artarken, çekirdek TÜFE %4 arttı. Üretici fiyat endeksi (ÜFE) ise yıllık bazda %8,3 ile rekor seviyeye ulaştı. FED’in hedeflediği %2’lik enflasyon seviyesinin çok üzerinde olan bu rakamlar, enflasyonun geçici değil kalıcı olduğu endişelerini artırıyor.

Enflasyonun yanında, istihdam piyasası da FED’in faiz artırma kararını etkileyen bir diğer faktör. Son gelen verilere göre, Ağustos ayında tarım dışı istihdam 235 bin kişi arttı. Bu rakam beklentilerin çok altında kalsa da, işsizlik oranı %5,2’ye geriledi ve işsizlik haklarından yararlanma başvuruları da azaldı. Bu veriler, Amerika ekonomisinin pandemi sonrası toparlanmaya devam ettiğini gösteriyor.

FED’in faiz artırma zamanlaması konusunda piyasa beklentileri değişkenlik gösteriyor. Bazı analistler, FED’in enflasyon baskısına karşı daha erken harekete geçmesi gerektiğini savunurken, bazıları ise istihdam piyasasının tam olarak iyileşmediğini ve FED’in daha temkinli davranması gerektiğini belirtiyor. Şu anda piyasa fiyatlamalarına göre, FED’in bu yıl içinde faiz artırma ihtimali %34 civarında. Bu ihtimalin büyük kısmı Aralık ayına ait. Kasım ayında ise faiz artırma ihtimali %27 seviyesinde.

FED’in bu toplantısında, faiz kararı kadar önemli olan bir diğer konu da varlık alımlarının azaltılması (tapering) konusu. FED, pandemi döneminde ekonomiyi desteklemek için aylık 120 milyar dolarlık tahvil alımı yapıyor. Bu alımların ne zaman ve ne kadar azaltılacağı, piyasaların likidite ve faiz beklentilerini etkiliyor. FED Başkanı Powell, son konuşmasında, varlık alımlarının azaltılmasının faiz artırmasından önce başlayacağını ve bu yıl sonuna doğru bir karar alınabileceğini söylemişti. Piyasalar, FED’in bu toplantısında varlık alımlarının azaltılmasına dair bir takvim açıklamasını beklemiyor, ancak bu konuda daha net sinyaller vermesini umuyor.

TCMB Faiz İndirimi Baskısı Altında mı?

TCMB, perşembe günü saat 14:00’de (Türkiye saatiyle) faiz kararını açıklayacak. Piyasalar, TCMB’nin bu toplantısında faiz indirimi yapmasını beklemiyor, ancak gelecek toplantılarda ne zaman faiz indirimi yapacağına dair ipuçları arıyor.

TCMB’nin faiz indirimi baskısı altında olduğu bir gerçek. Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, son dönemde faizlerin yüksek olduğunu ve enflasyonu artırdığını söyleyerek, TCMB’ye faiz indirimi çağrısı yaptılar. Ayrıca, ekonomide büyümenin yavaşlaması ve pandeminin etkilerinin devam etmesi de faiz indirimi talebini artırıyor.

Ancak TCMB’nin faiz indirimi yapması için uygun koşullar oluşmadığı da bir gerçek. Enflasyon, Ağustos ayında yıllık bazda %19,25 ile 2019 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. TCMB’nin hedeflediği %5’lik enflasyon seviyesinin çok üzerinde olan bu rakam, enflasyon beklentilerini bozuyor ve fiyat istikrarını tehlikeye atıyor. Ayrıca, kur baskısı da devam ediyor. Dolar/TL kuru, Eylül ayında 8,50 seviyesinin üzerine çıkarak tarihi rekorunu kırdı. Kurun yükselmesi hem enflasyonu hem de cari açığı artırıyor.

TCMB’nin faiz indirimi zamanlaması konusunda piyasa beklentileri değişkenlik gösteriyor. Bazı analistler, TCMB’nin siyasi baskılara boyun eğerek daha erken faiz indirimi yapabileceğini savunurken, bazıları ise TCMB’nin daha bağımsız davranarak enflasyonu kontrol altına almak için faizi sabit tutacağını veya artıracağını belirtiyor. Şu anda piyasa fiyatlamalarına göre, TCMB’nin bu yıl içinde faiz indirme ihtimali %66 civarında. Bu ihtimalin büyük kısmı Ekim ve Kasım aylarına ait. Eylül ayında ise faiz indirme ihtimali %10 seviyesinde.

TCMB’nin bu toplantısında, faiz kararı kadar önemli olan bir diğer konu da para politikası duruşu konusu. TCMB, son dönemde para politikasını sıkılaştırma yönünde adımlar attı. Örneğin, zorunlu karşılık oranlarını artırarak bankalara likidite sıkıştırması yaptı ve piyasaya daha az döviz sattı. Bu adımların amacı, TL’nin değerini korumak ve enflasyonu düşürmek. Ancak bu adımların yeterli olup olmadığı tartışmalı. TCMB’nin bu toplantısında, para politikasının ne kadar sıkı olduğunu ve ne kadar süre devam edeceğini açıklaması bekleniyor.

Piyasalar Nasıl Tepki Verecek?

FED ve TCMB’nin faiz kararları, piyasaların yönünü belirleyecek önemli etkenler. FED’in faiz artırma beklentileri artarsa, küresel piyasalarda risk iştahı azalabilir ve dolar güçlenebilir. Bu durumda, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri ve borsaları baskı altında kalabilir. Özellikle Türkiye gibi yüksek cari açığı ve yüksek enflasyonu olan ülkeler daha fazla etkilenebilir.

TCMB’nin faiz indirimi beklentileri artarsa, TL’nin değeri düşebilir ve enflasyon baskısı artabilir. Bu durumda, yerel piyasalarda güven kaybı yaşanabilir ve yatırımcılar TL’den çıkış yapabilir. Özellikle Türkiye gibi yüksek dış borcu olan ülkeler daha fazla etkilenebilir.

Bu nedenle, FED ve TCMB’nin faiz kararlarına dikkatle bakmak gerekiyor. Her iki merkez bankası da piyasa beklentilerini karşılayacak veya aşacak kararlar alabilir. Bu durumda, piyasalarda sert hareketler görülebilir. Bu hafta oynaklık volatilite elbette ki yüksek olacak.

SONRAKİ HABER