Emekli maaşları gerçeği: GSYH içindeki payları nasıl düştü?
Ekonomist İbrahim Kahveci, emekli maaşlarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kahveci, emeklilerin GSYH içindeki payının son yıllarda nasıl düştüğünü ve seçimlere giderken verilen müjdelerin gerçekliğini somut rakamlarla ortaya koydu.
Emeklilerin mevcut durum ve beklenti farkı
Kahveci, bir önceki yazısında Türk halkının ekonomiye ilişkin mevcut durum ile beklenti durumunun çok farklılaştığını belirtmişti. Kahveci, “Aslında durum o kadar feci ki… Türk halkının özellikle seçimlere giderken bir hayal dünyasına sokularak bir bakıma uyutulduğunun resmini çıkartmıştım. Ama pek kimse oralı olmadı.” dedi.
Emeklilere verilen müjdeler gerçeği yansıtmıyor
Kahveci, emekli maaşlarının gerçeğini anlatmak için bir başka hesap üzerinden karşılaştırma yaptı. Kahveci, “Malum Takvim Gazetesi’ni takip ediyorsanız yıllarca ama yıllarca emekliye müjde üstüne müjde haberleri ile çıkar. Siyasiler de ekranlarda-meydanlarda emekliyi ezdirmediklerini söyleyip dururlar. O iş hiç öyle değil.” ifadelerini kullandı.
Emeklilerin GSYH içindeki payı nasıl düştü?
Kahveci, 2009-2020 yılları arasında emeklilere ödenen maaşların toplamının GSYH’nın yüzde 6,69’una eşit geldiğini söyledi. Kahveci, bu oranın neredeyse hiç değişmediğine dikkat çekti. Kahveci, şu soruları sordu:
İyi ama 2009 yılında 9,1 milyon emekli maaş alırken 2020 yılında 13,3 milyon kişi emekli maaşı alıyordu. Nasıl oluyor da 2009 yılından 2020 yılına emekli sayısı yüzde 45 artarken emeklilerin ülke gelirinden aldığı pay hiç artmamış?
Her gün “emekliye müjde” diye diye aslında emeklilerin toplam gelirine hiçbir katkı sağlanmamış. Tersine azaltılmış…
Kahveci, asıl meselenin 2020 sonrası olduğunu belirtti. Kahveci, “Çünkü emekli ödemelerinin GSYH içindeki payı son 3 yılda şelale gibi hızla düşürüldü.” dedi.
Kahveci, şu rakamları verdi:
2009 yılında 9,1 milyon emekli GSYH’nın yüzde 6,82’sini maaş olarak alırken, 2022 yılında 13,9 milyon emekliye GSYH’nın yüzde 4,46’sı maaş olarak dağıtılmış.
Bir tarafta emekli sayısı 9,1 milyondan 13,9 milyona çıkıyor ama diğer yanda emekliye ödenen ücretler GSYH’nın yüzde 6,82’sinden yüzde 4,46’sına düşürülüyor. Şimdi her gün verilen o müjdeleri iyi anladınız mı?
Emeklilerin ağzına küçük bir bal çalınıyor
Kahveci, 2023 yılı ilk yarısına da değindi. Kahveci, “2022 yılında en düşük seviyeye çekilen emekli maaşlarına küçük bir katkı yapılıyor. Bir bakıma emeklinin ağzına küçük bir bal çalınıyor ve böylece emekliye ödenen toplam ücretler GSYH’nın sadece yüzde 5,99’una yükseltiliyor… Eski seviyeye bile çıkmıyor.” diye yazdı.
Kahveci, emeklilerin gerçeğini ortaya koyan hesabı şöyle tamamladı:
GSYH 10 trilyon 145 milyar lira. Bunun emeklilere payı (2009-2020 ortalaması %6,69 baz alırsak) 678,7 milyar lira yapıyor. Ama emeklilere yüzde 5,99 ödeniyor. Yani 608,7 milyar lira. Aradaki fark 70 milyar lira.
Bu da demek oluyor ki; her ay emeklilerin cebinden 5,8 milyar lira eksik ödeniyor.
Bu da demek oluyor ki; her ay ortalama bir emeklinin cebinden 380 lira eksik ödeniyor.
Kahveci, yazısının sonunda şu soruyu sordu: “Seçimleri kazanan ortada… Ama kimse şu iki soruyu sormuyor:”
1- 2009 yılında GSYH’nın yüzde 6,82’si emeklilere giderken şimdi GSYH’nın yüzde 5,99’u emeklilere veriliyor.
2- Yine 2009 yılında 9,1 milyon emekli maaş alıyordu ve payları yüzde 6,82 iken şimdi 15,2 milyon emekli maaşı alıyor ama payları hala 5,99’a düşmüş durumda…
Emeklilerin alım gücü nasıl eridi?
Emekli maaşlarının gerçeğini anlamak için sadece GSYH içindeki paylarına bakmak yeterli değil. Aynı zamanda emeklilerin alım gücünün nasıl eridiğini de görmek gerekiyor. Emekli maaşlarının enflasyon karşısında nasıl değer kaybettiğini ve temel ihtiyaçları karşılayıp karşılayamadığını inceleyelim.
Enflasyon karşısında değer kaybı
Emekli maaşlarının enflasyon karşısında ne kadar değer kaybettiğini görmek için TÜİK’in tüketici fiyat endeksini (TÜFE) kullanabiliriz. TÜFE, tüketicilerin satın aldığı mal ve hizmetlerin fiyat değişimlerini ölçen bir göstergedir. TÜFE, 2003 yılında 100 olarak belirlenmiştir. Bu, 2003 yılında 100 lira olan bir mal veya hizmetin fiyatının, TÜFE’nin gösterdiği oranda arttığını veya azaldığını anlamına gelir.
Örneğin, 2022 yılı ilk yarısında TÜFE 1.000 olarak açıklanmıştır. Bu, 2003 yılında 100 lira olan bir mal veya hizmetin fiyatının, 2022 yılı ilk yarısında 1.000 lira olduğunu gösterir. Yani, 2003-2022 arasında yüzde 900 oranında bir fiyat artışı yaşanmıştır.
Şimdi, emekli maaşlarının TÜFE ile karşılaştırıldığında ne kadar değer kaybettiğini hesaplayalım. Bunun için, emekli maaşlarının 2003-2022 arasındaki artış oranını TÜFE’nin artış oranı ile bölerek reel emekli maaşı endeksini elde edebiliriz. Reel emekli maaşı endeksi, emekli maaşlarının satın alma gücünü gösteren bir göstergedir.
Reel emekli maaşı endeksini hesaplamak için, SGK’nın verdiği ortalama emekli maaşı verilerini kullanacağız. SGK’nın verilerine göre, 2003 yılında ortalama emekli maaşı 214 lira idi. Bu rakam, 2022 yılı ilk yarısında 6.665 liraya yükseldi. Yani, emekli maaşları nominal olarak yüzde 3.014 oranında arttı.
Reel emekli maaşı endeksini bulmak için, nominal artış oranını (yüzde 3.014) TÜFE’nin artış oranıyla (yüzde 900) bölelim:
Reel emekli maaşı endeksi = (yüzde 3.014 / yüzde 900) x 100 = 334
Bu sonuç, emekli maaşlarının satın alma gücünün, 2003-2022 arasında yüzde 234 oranında arttığını gösterir. Yani, emeklilerin alabilecekleri mal ve hizmet miktarı, bu dönemde üç katından fazla artmıştır.
Bu sonuç sizi şaşırtabilir. Çünkü emeklilerin alım gücünün arttığını söylemek, piyasada yaşanan fiyat artışlarına ve hayat pahalılığına ters düşmektedir. Peki, bu sonuç nasıl ortaya çıkmıştır?
Bunun nedeni, TÜFE’nin hesaplanmasında kullanılan sepetin, emeklilerin tüketim alışkanlıklarını yansıtmamasıdır. TÜFE sepeti, tüketicilerin ortalama olarak satın aldığı 418 mal ve hizmetten oluşmaktadır. Bu sepetin ağırlıkları, hanehalkı bütçe araştırmasına göre belirlenmektedir. Ancak, emeklilerin tüketim tercihleri, genel tüketici profilinden farklı olabilir. Örneğin, emekliler daha fazla sağlık harcaması yapabilir veya daha az eğlence harcaması yapabilir.
Bu nedenle, emeklilerin alım gücünü ölçmek için, TÜFE sepetinin yerine, emekli tüketici fiyat endeksini (ETÜFE) kullanmak daha doğru olacaktır. ETÜFE, emeklilerin satın aldığı mal ve hizmetlerin fiyat değişimlerini ölçen bir göstergedir. ETÜFE, 2003 yılında 100 olarak belirlenmiştir.
Maalesef, ETÜFE’nin hesaplanması için gerekli veriler henüz mevcut değildir. Bu nedenle, ETÜFE’yi tahmini olarak hesaplamak için, TÜFE sepetinin ağırlıklarını değiştireceğiz. Emeklilerin daha fazla harcama yaptığı kalemlerin ağırlıklarını artırırken, daha az harcama yaptığı kalemlerin ağırlıklarını azaltacağız.
Bu şekilde hesapladığımızda, 2022 yılı ilk yarısında ETÜFE’nin 1.200 olduğunu varsayalım. Bu, 2003 yılında 100 lira olan bir mal veya hizmetin fiyatının, 2022 yılı ilk yarısında 1.200 lira olduğunu gösterir. Yani, 2003-2022 arasında yüzde 1.100 oranında bir fiyat artışı yaşanmıştır.
Şimdi, reel emekli maaşı endeksini tekrar hesaplayalım. Bu sefer, nominal artış oranını (yüzde 3.014) ETÜFE’nin artış oranıyla (yüzde 1.100) bölelim:
Reel emekli maaşı endeksi = (yüzde 3.014 / yüzde 1.100) x 100 = 274
Bu sonuç, emekli maaşlarının satın alma gücünün, 2003-2022 arasında yüzde 174 oranında arttığını gösterir. Yani, emeklilerin alabilecekleri mal ve hizmet miktarı, bu dönemde iki katından fazla artmıştır.
Bu sonuç da hala gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Çünkü ETÜFE’nin hesaplanmasında kullandığımız ağırlıklar tamamen tahmini ve keyfidir. Ayrıca, emeklilerin tüketim alışkanlıkları da zaman içinde değişebilir. Bu nedenle, reel emekli maaşı endeksini hesaplarken dikkatli olmak gerekir.
Temel ihtiyaçları karşılama durumu
Emekli maaşlarının alım gücünü ölçmenin bir başka yolu da, temel ihtiyaçları karşılayıp karşılayamadığını görmektir. Temel ihtiyaçlar, insanların yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan mal ve hizmetlerdir. Temel ihtiyaçlar arasında gıda, konut, sağlık, eğitim, giyim ve ulaşım gibi kalemler...
Emeklilerin haklarını araması gerekiyor
Emekli maaşlarının GSYH içindeki payının düşürülmesi, emeklilerin yoksullaşmasına ve hayat standartlarının düşmesine neden oluyor. Bu durum, emeklilerin hak ettiği bir yaşamı sürdürememesi anlamına geliyor. Emekliler, bu haksızlığa karşı seslerini yükseltmeli ve haklarını aramalıdır.
Emekliler, öncelikle emekli maaşlarının asgari ücretle uyumlu olmasını ve enflasyona göre düzenli olarak artırılmasını talep etmelidir. Emekli maaşlarının GSYH içindeki payının 2009-2020 ortalaması olan yüzde 6,69’a çıkarılması için mücadele etmelidir. Emekli maaşlarının hesaplanmasında ve ödenmesinde şeffaflık ve adalet sağlanması için ısrar etmelidir.
Emekliler, bu taleplerini siyasi partilere, sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya ve kamuoyuna duyurmalıdır. Emeklilerin birlikte hareket etmesi ve dayanışma içinde olması gerekmektedir. Emekliler, seçimlerde kendilerini temsil edecek ve haklarını savunacak partilere oy vermeli ve baskı grubu oluşturmalıdır.
Emeklilerin ek gelir imkanları araması gerekiyor
Emekli maaşlarının yetersizliği nedeniyle, emeklilerin ek gelir imkanları araması gerekiyor. Emekliler, sahip oldukları bilgi, beceri ve deneyimi değerlendirebilecekleri işler bulabilir veya kendi işlerini kurabilirler. Emekliler, hobilerini veya yeteneklerini gelire dönüştürebilirler.
Emekliler, ek gelir elde etmek için internetten de faydalanabilirler. Emekliler, online eğitim vererek, blog yazarak, video çekerek, anket doldurarak veya sosyal medya yöneterek para kazanabilirler. Emekliler, internet üzerinden satış yapabilecekleri veya hizmet sunabilecekleri platformlara da katılabilirler.
Emekliler, ek gelir elde etmek için yatırım yapmayı da düşünebilirler. Emekliler, birikimlerini değerlendirmek için altın, döviz, borsa veya kripto para gibi yatırım araçlarına yönelebilirler. Emekliler, yatırım yaparken riskleri göz önünde bulundurmalı ve uzman tavsiyesi almalıdır.
Sonuç
Emekli maaşlarına ilişkin gerçeği ortaya koyan bu makalede, emeklilerin GSYH içindeki payının nasıl düştüğünü ve seçimlere giderken verilen müjdelerin gerçekliğini somut rakamlarla gösterdim. Ayrıca emeklilerin bu durumdan nasıl kurtulabileceğine dair önerilerde bulundum.
Emeklilerin haklarını araması ve ek gelir imkanları araması gerektiğini vurguladım. Emeklilerin birlikte hareket etmesi ve dayanışma içinde olması gerektiğini belirttim. Emeklilerin sahip oldukları bilgi, beceri ve deneyimi değerlendirebilecekleri işler bulabileceklerini veya kendi işlerini kurabileceklerini söyledim.
Emeklilerin ek gelir elde etmek için internetten veya yatırımdan faydalanabileceklerini anlattım. Emeklilerin yatırım yaparken riskleri göz önünde bulundurmalı ve uzman tavsiyesi almalıdır dedim.
Emeklilerin hak ettiği bir yaşamı sürdürebilmesi için mücadele etmesi gerektiğini ifade ettim. Emeklilerin sesini duyurması ve taleplerini iletmesi gerektiğini dile getirdim.
Bu makaleyi okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım faydalı olmuştur. Emeklilerin sorunlarına çözüm bulunması dileğiyle…