Eğilmez, sosyal medya hesabı aracılığıyla yapmış olduğu açıklamada, doların son iki günde bütün para birimleri karşı değer kaybettiğini fakat, TL’ye karşı değer kazandığını dikkat çekerek, kurdaki yükselişin gerçek nedenlerinin anlaşılmaması takdirde enflasyonun da çözülemeyeceğini dile getirdi. Detaylar işte sizlerle...
Enflasyonla mücadele
İktisatçı Mahfi Eğilmez hiperenflasyon yazısında, enflasyonla mücadele hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Yıllık enflasyonun çok yüksek oranlara ulaştığı zamanlarda yaşanan bu duruma hiperenflasyon denilmektedir. Enflasyon hızına göre farklı kategorilerde incelenmekte. Enflasyon %1-3 ise eğer, bu duruma “sürünen enflasyon” veya “ılımlı enflasyon” olarak bilinmekte. Gelişmekte olan ülkelerde ılımlı olarak kabul edilen enflasyon oranı %5 kadar çıkarken, gelişmiş ülkelerde yüksek enflasyonun %3’den sonrası yüksek enflasyon olarak kabul edilebilir. Çift haneli enflasyon, %10 ve yukarısı gelişmiş ülkeler içinde gelişmekte olan ülkeler içinde çok yüksek enflasyon göstergesi. Çok enflasyon yüzdesi 200 ila 500 biterse eğer, bu sınırdan sonra artık hiperenflasyon başlar. Günümüzde ise daha çok kabul gören sınır, %200’dür. Yılbaşında 100 TL’ye satılan bir ürün yıl sonunda 300 TL olmuşsa eğer enflasyon yüzdesi 250 oluşmuş demektir. Bu da hipertenflasyon kapsamındadır. Türkiye uzun yıllar yüksek enflasyonla karşı karşıya kaldı 1980-2000 arasındaki yıllarda enflasyon ortalaması %63 kadar çıkarken bu hiperenflasyon olmasa da oldukça yüksek enflasyon. 2001-2023 döneminde ise enflasyon yüzde 19 gördü önceki döneme göre düşüş görülmüş olsa da bu durum, yüksek enflasyon kategorisi içerisinde.”
Eğilmez hiperenflasyona dikkat çekerek açıklama yaptı
Eğlimez, “Türk toplumu yüksek enflasyonla yaşamaya alışık fakat, bu zamana kadar hiperenflasyon yaşanmamış olması siyasetçi ve toplumda enflasyonun hiperenflasyona gitmeden denetim altında tutulabileceği görüşüne kapılmış olsa da ne yazık ki bu izlenim doğru değil. işin daha da sıkıntılı yanı yaşanan son yargı krizi gibi krizlerin insanların gelecek beklentisini bozması ve stoklarda probleminin artması gibi gidişatın, düzeltilebilmesi artık sadece faiz artırmak ya da büyümeden fedakarlık ederek ulaşılabilecek bir sonuç olmaktan çıktı.”
