Esenyurt sokaklarında dehşet verici bir saldırı zinciri gerçekleşti

İstanbul Esenyurt'ta meydana gelen ve tüm Türkiye'yi şoka uğratan bir olay, güncel haberlerin en tepesine oturdu. 23 Ocak 2024 tarihinde, Esenyurt sokaklarında yaşanan dehşet verici bir saldırı zinciri gerçekleşti. 26 yaşındaki Abdullah Ören, elinde ekmek bıçağıyla sokak sokak dolaşarak, rastgele 10 kişiyi bıçakladı. Bu sarsıcı olay, sokaklarda büyük panik ve korku yarattı.

Saldırının başlangıcı, Ören'in önceden yaşadığı bir evin kapısını çalarak, kapı açılmayınca sinirlenip, evin camlarını taşladığı yerde gerçekleşti. Sinirinin artmasıyla, Ören sokaklarda rastgele insanlara saldırmaya başladı. Saldırganın eski oturduğu Süleymaniye Mahallesi'nden başlayarak, Bağlarçeşme ve İnönü Mahalleleri gibi farklı bölgelerde de saldırılar düzenlediği belirtildi.

Saldırıda yaralananlar arasında bir kadın ve bir Suriye uyruklu vatandaş da bulunuyor. Yaralılardan Rojhat S. ve Murat A.'nın durumunun ağır olduğu belirtiliyor. Şüpheli, son saldırıyı Murat A.'ya gerçekleştirdikten sonra polis ekipleri tarafından İnönü Mahallesi'nde yakalandı. Güvenlik kameralarına yansıyan saldırı anları ve cep telefonu kamerasıyla kaydedilen ev camlarına taş atma anları, yaşanan dehşeti gözler önüne serdi.

Olay sonrası gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen Abdullah Ören, polise verdiği ifadede, eski oturduğu eve giderek ev sahiplerinin kapısını çaldığını, açılmayınca çok sinirlenip rastgele insanlara saldırdığını söyledi. İfadesinde pişman olduğunu belirten Ören'in, daha önce de 14 ayrı suç kaydına sahip olduğu ortaya çıktı.

Bu olay, Esenyurt'ta ve tüm Türkiye'de büyük bir endişe yarattı. Saldırganın psikolojik sorunları olduğu ve ailesi tarafından istenmediği için bir yıldır sokaklarda yaşadığı belirtildi. Toplumun güvenlik ve ruh sağlığı hizmetlerine olan ihtiyacını bir kez daha gözler önüne seren bu olay, yetkililer ve halk tarafından derin bir üzüntüyle karşılandı. Bu tür olayların tekrarlanmaması için alınabilecek önlemler ve toplumun bu konudaki farkındalığının artırılması gerektiği konusunda genel bir fikir birliği oluştu.

Esenyurt'ta yaşanan bu korkunç olay, toplumun güvenliğini korumak ve benzer trajedilerin önlenmesi adına alınması gereken önlemlerin önemini bir kez daha vurguluyor. İnsanların ruh sağlığına ve sosyal desteğe olan ihtiyacının göz ardı edilmemesi gerektiği, bu tür olayların sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun olduğu açıkça görülüyor. Bu trajik olay, toplumun her kesiminin bu tür olaylara karşı duyarlı olmasını ve gerekli önlemlerin alınması için birlikte çalışmasını gerektiriyor.