• Haberler
  • Gündem
  • Deprem Vergileri Nereye Gitti? Seyit Torun'dan Hükümete Sert Eleştiriler!

Deprem Vergileri Nereye Gitti? Seyit Torun'dan Hükümete Sert Eleştiriler!

Ordu Milletvekili Seyit Torun'un deprem vergileri ve hükümetin afet yönetimindeki başarısızlıkları üzerine yaptığı çarpıcı açıklamaları derinlemesine inceliyoruz. Bu haber, Türkiye'nin deprem gerçeği ve yönetimin sorumlulukları hakkında merak uyandırıcı..

Türkiye, deprem kuşağında yer almasına rağmen, yaşanan felaketler karşısında gerekli dersleri almakta yetersiz kalmıştır. Ordu Milletvekili Seyit Torun'un bu konuda yapmış olduğu açıklamalar, hükümetin afet yönetimi ve toplanan vergilerin kullanımı konusundaki eksikliklerini gözler önüne seriyor. 1999 yılında yaşanan büyük depremden sonra, Türkiye'nin bu tür felaketlere hazırlıklı olması gerektiği herkesçe kabul edilirken, Torun'un iddialarına göre, toplanan deprem vergilerinin akıbeti konusunda ciddi soru işaretleri bulunmaktadır.

2002 yılında iktidara gelen mevcut hükümet, deprem vergisi adı altında vatandaştan ciddi miktarda para topladı. Seyit Torun, toplanan bu paraların yaklaşık 170 milyar lira, dolar cinsinden ise 30-40 milyar dolar civarında olduğunu belirtiyor. Ancak, bu devasa fonların nereye harcandığına dair yapılan sorulara, hükümet yetkilileri genellikle altyapı projeleri gibi cevaplar vermektedir. Torun, bu durumu "milletin gözünü boyamak" olarak nitelendirerek, toplanan fonların asıl amaçları dışında kullanıldığını iddia ediyor.

Depremler karşısında can kayıplarının yaşanması, hükümetin afet yönetimindeki başarısızlığını daha da belirgin kılmaktadır. Torun'a göre, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğu bilimsel raporlar ve uzman görüşleriyle defalarca belirtilmiş olmasına rağmen, hükümetin bu konuda somut adımlar atmaktan kaçındığı görülmektedir. Hatta deprem olduktan sonra hükümetin, vatandaşlardan IBAN yoluyla para toplama girişimleri, toplanan bu yardımların ne kadarının gerçekten depremzedelere ulaştırıldığına dair şeffaflık eksikliğini de gözler önüne sermektedir.

Torun, hükümetin deprem sonrası yaptığı konut sayısının, vaat edilenlerin yalnızca yüzde 7'si kadar olduğunu belgeleyerek, bu durumun hükümetin afet sonrası iyileştirme çalışmalarındaki yetersizliğini ortaya koymaktadır. Özellikle Hatay gibi bazı illerin, siyasi nedenlerle ihmal edildiğini ve afet sonrası yeterli desteğin sağlanmadığını iddia eden Torun, bu durumun vicdanlara sığmayacak bir ihmal olduğunu vurgulamaktadır.

Makalede, Torun'un hükümete yönelik eleştirilerinin detaylarına yer verilirken, Türkiye'nin afet yönetimindeki eksiklikleri ve toplanan vergilerin şeffaf bir şekilde kullanılmamasının yarattığı sorunlar derinlemesine incelenmektedir. Konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı;

''Biz bu felaketi 1999 yılında da yaşadık, yaşadık ama o günden sonra maalesef ders almadık. Üç yıl sonra iktidara geldiniz, 2002'de. 2002'den bu yana “deprem vergisi” adı altında, “iletişim vergisi” adı altında ciddi paralar topladınız; yaklaşık 170 milyar, dolar olarak da 30-40 milyara varan paralar. “Bu paraları ne yaptınız?” diye sorduğumuzda Bakanınız dedi ki: “Yola, köprüye harcadık.” Yani bu paraları milletin gözünü boyamak için harcadık ama maalesef, oluşan ilk depremde canlarımızı kaybettik. O yolları millete reklam olarak anlattınız ama o canlarımızı geri getiremeyiz artık.

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu yeni bilmiyoruz, bunu bilim adamlarımız söyledi, bu konuda birçok panel, birçok tebliğ yapıldı, hatta AFAD'ın 2021 yılında hazırladığı raporlarda da açık, net ortaya koyuldu ama siz bununla ilgili hiçbir şey yapmadınız, hiçbir adım atmadınız. Sonra ne yaptınız?

Deprem olduktan sonra IBAN gönderdiniz, televizyonda para topladınız, ki kamu bankaları da ciddi rakamlar açıkladı ama bunların ne kadarını tahsil ettiniz hâlâ belli değil. Sonra da burada rakamlar veriyorsunuz, diyorsunuz ki: “Şu kadar ile şu kadar konut yaptık, şu kadar ile şu kadar ev yaptık.” Yani yaptığınız evler taahhüdünüzün, önerdiğinizin yüzde 7’si; bu açık seçik, iddiayla değil belgeyle ve şimdi “Ayrım yapmadık.” diyorsunuz. Ya, diğer illere yapılanlara bakın, bir de Hatay’a yapılanlara bakın; gerçekten vicdanınız buna elveriyorsa benim söyleyecek hiçbir sözüm yok.

Hatay’ı hep üvey evlat olarak gördünüz sizin belediyeniz olmadığı için “Biz nasıl acizleştiririz, biz burayı nasıl başarısız gösteririz?” bunun çabası içerisinde oldunuz yani buradan bile siyaset yapmaya çalıştınız. Bakın, depremin ilk gününden sonra biz oradaydık, salı günü oradaydık; belediyelerimizin arama kurtarma ekiplerine bile izin vermediniz, aletlerine el koydunuz, gönderdiği yardımların üzerine valilik levhaları yapıştırdınız.

Yardımı, tamam, dağıtın, bir elden dağıtın, koordinasyonunu yapın ama bunu bile beceremediniz; sadece yasakladınız, engellediniz ve oradaki vatandaşımızı ölüme terk ettiniz, yoksulluğa terk ettiniz, açlığa terk ettiniz, o soğukla baş başa bıraktınız. Ondan sonra, şimdi, bundan utanmanız gerekirken, bir yıl içinde yapamamanızın verdiği o utancı yaşamanız gerekirken burada, Cumhurbaşkanınızın, bakanınızın söylediği cümleleri aklamaya çalışıyorsunuz.

Bağırıyorsunuz ama aklayamıyorsunuz çünkü o vicdanlarda o duruyor. Bakın, belediyelerimiz ilk andan itibaren oradaydı ve bütün büyükşehir, il, ilçe, belde belediyelerimiz sizlere rağmen oradaki vatandaşımıza yardım götürdüler, sizlerin her türlü engellemesine rağmen vatandaşımızın yanında bulundular ve siz bu ülkenin sorumlusu olarak, Cumhurbaşkanı olarak bizim belediyelerimize bir kere dahi teşekkür etmediniz, bir kere dahi o yaptıkları görevin karşılığında o memnuniyeti ifade etmediniz.'' dedi.

Bakmadan Geçme

Kamu Gündemi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!