Avrupa'nın Kapıları Türk Deniz Lezzetlerine Kapanıyor: İstiridye ve Midye İhracatında Büyük Engel

Avrupa Birliği (AB), Türkiye'nin zengin deniz ürünleri tekliflerine karşı aldığı önlemleri bir adım daha ileri taşıdı. İstiridye ve midye gibi çift kabuklu yumuşakçaların ithalatına yönelik kısıtlamalar, Avrupa Komisyonu tarafından Aralık 2026'ya kadar uzatıldı. Bu karar, deniz ürünleri sektöründe büyük yankı uyandırırken, Türk ihracatçıları için önemli bir engel teşkil ediyor.

Sorunun kökünde, canlı ve soğutulmuş çift kabuklu yumuşakçaların kısa raf ömrü yatıyor. Bu durum, ürünlerin sınırda yeterli testlerden geçirilememesine ve sonuç olarak ithalatın tamamen yasaklanmasına yol açıyor. Öte yandan, dondurulmuş ve işlenmiş çift kabuklu yumuşakçalar, deniz biyotoksinleri ve E. coli bakımından detaylı testlere tabi tutuluyor.

Avrupa'ya ihraç edilen çift kabuklu yumuşakçaların üretimi sırasında Türk yetkililerin resmi kontroller uygulamadaki eksiklikleri, Avrupa Komisyonu'nun Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü (DG Sante) tarafından yapılan denetimler sonucunda ortaya çıktı. 2022 ve 2023 yıllarında gerçekleştirilen bu denetimler, çift kabuklu yumuşakçalara yönelik kontrol sisteminde ve yapısal gıda güvenliği kon

usunda ciddi eksiklikler olduğunu gözler önüne serdi. Bu durum, Avrupa Birliği ülkelerini derin endişeye sürüklerken, söz konusu ürünlerin ithalatına yönelik sıkı tedbirlerin alınmasını kaçınılmaz kıldı.

Bu tedbirler, Türk deniz ürünleri ihracatçıları için ciddi bir darbe anlamına geliyor. Özellikle deniz ürünleri ihracatı, Türkiye ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı olarak kabul edilirken, Avrupa pazarının kapalı olması, sektörü alternatif pazar arayışına itiyor. İhracatçılar, bu engeli aşmak ve Avrupa pazarına yeniden giriş yapabilmek için üretim ve kontrol süreçlerinde önemli iyileştirmeler yapmak zorunda.

Bu durum, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler açısından da önemli bir sınav niteliğinde. Türk yetkililerin ve ihracatçıların bu zorluğu aşmak için nasıl bir yol haritası izleyecekleri, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek bir konu. Öte yandan, Avrupa pazarının bu denli kritik bir sektörde kapılarını Türk ürünlerine kapatması, iki taraf arasındaki ticari dengeleri de etkileyebilir.

Bu kısıtlamaların getirilmesi, aynı zamanda, gıda güvenliği ve tüketici sağlığına verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Avrupa Birliği'nin, üye ülkelerin halk sağlığını koruma adına attığı adımlar, diğer taraftan ihracat yapan ülkeler için ciddi zorluklar oluşturuyor. Bu durum, uluslararası ticarette gıda güvenliği standartlarının öneminin altını bir kez daha çiziyor.

Türk deniz ürünleri sektörü için önümüzdeki dönem, bu zorlukların üstesinden gelme ve uluslararası standartlara uyum sağlama konusunda kritik öneme sahip.