- Haberler
- Gündem
- Astım hastalığı artık kader değil! Uzmanlar açıkladı: Alerji aşısı astım riskini azaltıyor
Astım hastalığı artık kader değil! Uzmanlar açıkladı: Alerji aşısı astım riskini azaltıyor
Astım hastalığı çağımızda özellikle de çocuklarda endişe yaratan en önemli hastalıklardan biri olarak görülmektedir. Fakat artık bunun önüne geçmek mümkün! İşte detaylar...
Astım hastalığı hayat kalitesini son derece düşüren hastalıklardan biridir. Bu nedenle de pek çok vatandaş daha küçük yaşlardan itibaren astım hastalığının önüne geçebilmek için neler yapılabileceği konusunda araştırmalar yapmaktadır.
Hava yollarının duyarlılığının artmasına bağlı olarak kronikleşen bir hastalık olan astım, küçük yaşlarda görülme olasılığı daha yüksektir. Yetişkin bir bireye göre küçük yaşlardaki çocuklarda astım görülme olasılığı %30 daha fazla verilmiştir. Bu nedenle de pek çok birey özellikle de çocuklarının bu hastalıktan korunabilmek için neler yapılabileceği hakkında uzmanların açıklamalarını dinleyerek, doktorlardan tavsiye almaktadır.
Konunun uzmanlarından biri olan Doktor Hikmet Tekin Nacaroğlu da astım hastalığının önüne geçilebilmesi için yapılabileceklerden bahsetti. Alerji aşısını anlatan Nacaroğlu, astım hastalığının tedavisi için bu yöntemin yaklaşık olara 110 yıldır kullanıldığından bahsetti. Konu ile ilgili önemli açıklamalar yapan Nacaroğlu'nun açıklamaları Cumhuriyet'in haberine göre şu şekildeydi;
ÇOCUKLARDA ASTIM GELİŞME RİSKİNİ AZALTIYOR
"Günümüzde subkütan (koldan enjeksiyon) ve sublingual (dilaltı damla yada oral tablet) immünoterapi alanında bilgi ve tecrübelerimiz oldukça artmış, alerjik hastalıkların oluşum mekanizmaları giderek daha iyi anlaşılmaya başlanılmıştır. Alerjen aşı tedavisi hastaların semptomlarında azalma, yaşam kalitesinde artma ve ilaç kullanım miktarında azalma sağladığı kanıtlandı. Ayrıca yeni alerjik duyarlılık meydana gelme riskini ve alerjik riniti çocuklarda astım gelişme riskini azaltıyor"
Bu açıklamanın yanı sıra tedavi edilmesindeki önemli noktaları ise şu açıklamalar ile aktardı;
"Son yıllarda yapılan çalışmalar bileşene dayalı tanı testlerinin birden çok alerjisi olan hastalarda gerçek alerjenlerin gösterilmesi ve alerjenler arasında benzer protein yapısı sonucu ortaya çıkan çapraz duyarlılıkların belirlenmesi sağlıyor. Bu belirleme aşı tedavisi için uygun alerjen seçiminde oldukça fayda sağlıyor. Alerji aşı tedavisinin etkin olması gerçek duyarlılığın saptanması ve doğru alerjenin tedavide kullanılmasına bağlıdır. Bileşene dayalı moleküler tanı yöntemleri ise öncelikle semptomlardan sorumlu olan duyarlılığın saptanmasında kullanılır.
Moleküler tanı yöntemleri tekli duyarlı olgularda da esas duyarlanmayı saptamak ve doğru alerjen aşı içeriğini tedavide kullanma imkanı veriyor. Çoklu alerjen duyarlı olgularda ise en önemli sorun, esas alerjen duyarlanmayı çapraz reaksiyondan ayırabilmektir. Polen sezonları birbiriyle örtüştüğünden, hastanın hikayesi de yeterince bize ipucu vermez. Bu durumda moleküler tanı yöntemleri kullanılarak esas şikayetlerden sorumlu alerjen duyarlılıklarının saptanması mümkün olur."
Bakmadan Geçme