Bektaşi’ye : 40 gün namaz kılarsan, bir daha bırakmazsın demişler. Bektaşi de: Siz de 40 gün kılmayın bir daha kılmazsınız demiş. Fıkra bir yana bir çocuğa 40 defa aptal derseniz bir süre sonra kendini işe yaramaz atfeder, aptalca davranışlarda bulunur. Çünkü bir düşünceyi, bir sözü, bir hareketi içimizden tekrarladığımızda beynimiz onu hafızaya alır. Bir süre sonra onu gerçek olarak algılar. Bir şeye kesin olmayacak derseniz o şey olmaz. Ben hastayım derseniz, hasta olduğunuzu tekrarlarsanız hasta olursunuz. Bu yüzden olumsuz düşünce ve sözler tekrarlanmamalıdır.
İnsan beyninin %12 si bilinç , % 88’i bilinçaltıdır. Bu nedenle bilinçaltı, bilinçten daha güçlüdür. Son yıllarda toplumuzda artan kavga , cinayet, tecavüz rencide etmek vb. gibi olumsuz davranışların artmasında, bilinçaltına yönelik olumsuz yayınlar yapan medyamızın rolü azımsanmayacak boyuttadır. Medyamız ne yazık ki, reyting uğruna toplumun değerlerini adeta bombalamaktadır. Kötü karakterleri bir rol model haline getiren film ve diziler, toplumumuzun değerleriyle örtüşmeyen olayları özendirerek, genç dimağlarımızı zehirlemektedir. Bilinçaltına yönelik bu tarz yayınlarla toplumumuz “sallandıracaksın üç beş kişiyi ya da basacaksın işyerini bak o zaman nasıl yola geliyorlar” tarzında demokrasi dışında çözümlere yönlendirilmekte ya da saadete ermek için Mehdi beklentisine sokulmaktadır. Oysa her birey mutluluğu ve mutsuzluğu, başarıyı ve başarısızlığı, sevgiyi ve düşmanlığı , sükuneti ve öfkeyi, kendi çözümünü kendi oluşturma yeteneğine sahiptir.
“Dilim seni dilim dilim dileyim. Başıma geleni senden bileyim” atasözümüzde olduğu gibi; beynimizin düşünüp kalbimizin onayladığı dilimizin söylediği, dönüp dolaşıp bizi bulacaktır. Dua da beddua da bizdendir. Sosyal yaşamda, iş hayatında başarının temeli, olaylara olumlu tarafından bakmak, yorumlamak gönülde ve dilde güzel his güzel sözdür. Olumlu konuşan, olumlu davranış sergileyen insanlar yüksek beyin enerjileriyle etraflarındaki insanları da mutlu edip, çözüm üretip başarılı olurlar. Rivayet odur ki; Davud Peygamber Lokman’a bir koyun kesip kendisine en iyi yerinden iki parça et getirmesini söyler. Lokman koyunun yüreğini ve dilini getirir. Başka bir gün Davud peygamber kendisine koyunun en kötü yerinden iki parça et getirmesini söyler. Lokman yine yüreğini ve dilini getirir. Davud Peygamber neden böyle yaptığını sorunca Lokman şöyle cevap verir: İyilik için kullanıldığında kalpten ve dilden daha iyi bir şey yoktur. Kötülük için kullanıldığında da yürekten ve dilden daha kötü bir şey yoktur.
İnsanı ne güzel ifade etmiş eşsiz şairimiz Can Yücel:
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü.
Gülebildiğin kadar mutlusun
Karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Karşındaki sana güvendiği kadar insansın.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.
Karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun.
Her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin.
Sevdiğin kadar sevilirsin.
İnsan arayış yolcu demektir. Yolumuz ve yolculuğumuz ruhani farkındalığımızı arttırıp cennete kavuştursun.
Unutmayalım! Ne varsa âlemde hepsi âdemde. Selametle…
Rıza CEYLAN
Eğitimci / Şair -Yazar
NLP Master Practitioner