Büyük Osmanlı Devleti başta İngiliz ve Fransız emperyalist güçler tarafından parçalanırken bile sayısız muhteşem zaferlere imza atmıştır. 18 Mart 1915, Çanakkale Deniz Zaferi ile 29 Nisan 1916, Kut’ul Amare Zaferi bunlardan bildiklerimiz. Bu günkü yazımda bu iki zaferimizden bahsedeceğim sizlere.
18 Mart Çanakkale Zaferi ülkemizin en önemli destanları arasında yer alıyor. 107 yıl önce, 18 Mart 1915 te Yemen’den, Kafkaslara, Balkanlardan Şam ve Bağdat’a kadar coğrafyadan binlerce yiğidi ile Osmanlı Ordusu ingilizi-fransızı tekdişi kalmış canavara karşı yiğitçe savaştı kan verdi can verdi. Bugün bu vatana sahip isek Çanakkale’de Gelibolu’da şehit olan şehitlerimiz ve yetenekli cesur komutanlar sayesindedir.
Çanakkale Savaşı’na fiilen 7 Türk General ile 5 Alman General katıldı. Türk Generaller Esat Paşa, Mehmet Vehip Paşa, İsmail Cevat Paşa, Ali Mustafa Fevzi Paşa, Çolak Faik Paşa, Mehmet Ali Paşa, Mustafa Hilmi Paşa; Alman generaller ise Liman Von Sanders Paşa, Von Der Goltz Paşa, Weber Paşa, Metren Paşa ve Trommer Paşa idi. Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa komutasında, Türk askeri, İtilaf donanmasını Çanakkale Boğazı’nda yenilgiye uğrattı. Savaşı başat komutanları 3. Kolordu Komutanı General Esat Paşa, Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı sorumluluğundadır. Çanakkale Deniz Savaşı öncesinde Mevkii komutanı General İsmail Cevat Paşa idi. Mustafa Kemal Atatürk, savaş başladığında kurmay yarbay olarak görev yapmaktaydı. Savaşa dahil olmak isteyen Atatürk, 3. Kolordu Komutanlığı'na atandı. Savaşın ilerleyen döneminde 1. Anafartalar Savaşını yöneten Atatürk, Conk Bayırı konumunda Yeni Zelanda'yı yenmesi ile savaşın seyrini değiştiren komutanlardan birisi olduğu tarihi kayıtlarda geçmektedir.
Çanakkale zaferinden bahsedince istiklal şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitlerine yazdığı o duygulu şiirin bazı dizelerini mutlaka anmamız lazım.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
…
KUT'ÜL AMARE: ÇANAKKALE'NİN ARDINDAN BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NIN "EN BÜYÜK ZAFERİ"
Bu yıl Nisan ayında 106. yılını kutlayacağımız Kut’ul Amare Zaferi ise çok daha enteresan bir zaferdir. Kut’ul Amare zaferi yıllardır kamuoyundan gizlendi lakin son yıllarda biraz daha bilinir oldu.
Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend komutasındaki İngiliz birliklerinin teslim alınmasıyla kazanılan Kut'ül Amare zaferi, Çanakkale'nin ardından Birinci Dünya Savaşı'nın "en büyük zaferi" olma niteliği taşıyor. Halil Paşa'nın, İngiliz birliklerini 29 Nisan 1916'da teslim almasının ardından, 29 Nisan 1916'da General Townshend, Kut'ta yaşanan açlığın da etkisiyle, diğer 5 general, 481 subay ve 13.300 er ile birlikte Osmanlı Kuvvetleri'ne teslim oldu.
Halil Paşa, Kutü'l-Amare zaferinden sonra 6. Ordu'ya yayınladığı mesajda şöyle dedi:“Arslanlar! Bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz.”
İngiliz kuvvetleri 23.000 ölü ve yaralı, Osmanlı kuvvetleri 10.000 ölü ve yaralı vermiş, 13.000 İngiliz ve Hint askeri esir alınmıştır.
İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi Kut’ul Amare’de görüyoruz.
E bize düşen de bu zaferleri nesillere anlatmak ve okutmak.
Rahmet olsun Çanakkale Zaferinin şehitlerine ve eşsiz komutanlarına.
Mehmet ALTUNTAŞ