Alzheimer

Yaşlı nüfusun artması ile birlikte Alzheimer hastalığının ülkemiz ve dünya için her geçen gün önemi artmaktadır.

Rıza CEYLAN Rıza CEYLAN Eğitimci / Şair -Yazar Radyo Programcısı NLP Master Practitioner.
Tüm Yazıları

Bir sabah, yaşlı bir adama sokakta yürürken bir bisikletli çarpmış ve yaşlı adam hafif yaralanmış.

Etraftakiler yardım edip, onu hemen hastaneye götürmüşler.

Hemşireler ‘röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini’ söylemişler. Yaşlı adam biraz huzursuz olmuş; “acelesi olduğunu ve röntgen istemediğini” söylemiş. Görevliler merakla acelesinin nedenini sormuşlar.

“Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah saat 9:00’da birlikte kahvaltı etmeye gidiyorum, gecikmek istemiyorum” demiş, yaşlı adam.

Bunun üzerine, “Eşinize haber verir, gecikeceğinizi söyleriz” demişler.

Yaşlı adam üzgün bir ifade ile “Ne yazık ki karım Alzheimer hastası ve hiçbir şey hatırlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor”, demiş.

Hemşireler hayretle, “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz? Biraz gecikseniz ne olur ki?” diye sormuşlar.

Adam buruk bir sesle “Evet, o beni tanımıyor, ama ben onun kim olduğunu hala biliyorum” der.

Günümüzde hikayemizdeki yaşlı adam gibi sevdiklerini huzur evine yerleştiren, ya da hayattan adeta soyutlanırcasına unutmasınlar diye sevdiklerine can olmaya çalışan milyonlarca Alzheimer hastası ve yakını var.

Alzheimer bulaşıcı olmayan, hafıza planlama gibi zihinsel yetilerin bozulmasıyla ortaya çıkan bir beyin hastalığıdır. Dünyada yaklaşık olarak 50 milyon demans (hafıza kaybı) hastası bulunmakta. Bu rakamın 2050 yılına kadar 130 milyon kişiye ulaşması beklenmekte. Ülkemizde 1 milyona yakın Alzheimer hastası bulunduğu tahmin edilmekte ve ülkemizin 2050 yılında dünyada 4. en fazla Alzheimer hastasına sahip ülke olacağı düşünülmektedir. Demans (hafıza kaybı)nın dünya genelinde gider karşılığı 2020 Yılında 1 trilyon doları aşmış olup 2030 yılında 2 trilyon dolara çıkması beklenmektedir.

Yaşlı nüfusun artması ile birlikte Alzheimer hastalığının ülkemiz ve dünya için her geçen gün önemi artmaktadır. Bu nedenle tüm dünyada ve ülkemizde Alzheimer hastalığının yıkıcı etkilerini azaltmak , hastalığın erken tespit edilmesini sağlamak amacıyla 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü olarak belirlenmiştir.
Alzheimer hastalığı beyni harap eden ve geri dönüşü şimdilik mümkün olmayan bir ileri yaş hastalığıdır. Yaşa bağlı olarak hastalığın görülme sıklığı artar ancak Alzheimer normal yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucu da değildir. Yaşlanma sürecinde beyinde yapısal bir takım değişiklikler olur ama zihinsel ve bilinçsel yetilerde belirgin bir kayıp söz konusu olmaz. Alzheimer hastalığında ise , belirgin bir şekilde yeni bilgileri öğrenme güçlüğü vardır. Bunun yanı sıra hastaların hemen hemen hepsi zaman içinde karar vermede , kelime bulmada, aritmetik işlemlerde, eskiden kolaylıkla yaptığı işleri yapmada güçlük çekmeye, kişilik ve davranış değişiklikleri göstermeye başlarlar.

Yaş ilerledikçe duyma azalmakta, duymaya bağlı olarak da beyne bilgi girişleri azalıp beyin tembelleşmektedir. Bu durum Alzheimer hastalığına eğilimi arttırmaktadır. Hastalık, daha uzun ömürlü oldukları için kadınlarda, depresyon geçirenlerde, kalp hastalığı ve şeker hastalığı olanlarda ve düşük eğitim düzeyine sahip kişilerde daha sık görülür. Uzmanlar Alzheimer dan korunmak için; egzersiz yapmayı, zihnimizi aktif tutacak etkinliklerde bulunmayı, alkol ve sigaradan uzak kalarak, yeteri kadar sebze meyve içeren gıdalarla düzenli ve dengeli beslenmeyi ve sosyal hayatımızda aktif olmaya özen göstermeyi önermektedirler.

Unutmayalım! Evrendeki en büyük enerji sevgidir ve zihin ne ile meşgulse enerji oradadır. Hayata dair sevginiz ve enerjiniz daim, farkındalığımız bütüne şifa olsun.

Sırrın sahibine emanetle…Muhabbetle...

Rıza CEYLAN
Eğitimci / Şair -Yazar
NLP Master Practitioner