Özgür Eğitim-Sen MYK Üyesi Bekir BİRBİÇER yaptığı yazılı açıklamada; 20 Kasım 2016’da yapılacak KPSS Ortaöğretim Sınavı adaylardan ziyade ÖSYM’nin imtihanına dönüştü, dedi.
Bekir BİRBİÇER açıklamasının devamında şunları kaydetti:
Türkiye’de ilk defa bir sınava 3 buçuk milyon adayın katılacak olması nedeniyle gerekli altyapıyı hazırlamakta zorlanan ÖSYM, en çok da sınav görevlisi bulma, görevlendirme anlamında büyük bir telaş ve panik yaşıyor. Sınav görevi istemeyen öğretmenleri de re’sen görevlendiren ÖSYM, görevini iade eden öğretmenleri tekrar atayıp iptal butonunu da kaldırarak dayatmada bulunmak zorunda kaldı. YDS, TUS, DUS, ALES gibi sınavlarda kolay kolay öğretmen görevlendirmeyen, daha çok akademisyenleri tercih eden ÖSYM, ücretli öğretmenleri de görevlendirmek zorunda kaldığı bu sınavda öğretmenlere fazlasıyla muhtaç gözüküyor.
Tuvalete, görevli gözetiminde dahi gitmenin kesinlikle yasak olmasından dolayı sınav heyecanı nedeniyle sıkıştığı tuvalete gidemediği için sınavı yarıda bırakıp çıkmak zorunda kalan adayın hayatı, kopya çekilmesi riskini sıfırlamak gerekçesiyle karartılırken, öğretmenler de aynı nedenden dolayı cebindeki bozukluktan kemerine, saçındaki tokadan örtüsündeki iğneye kadar gözden geçiriliyor. Buna bir de bina sınav sorumlusu olarak atanan doçent veya profesör ünvanlı bazı görevlilerin tepeden bakan kibirli tavırları, inisiyatif kullanmayı aklından bile geçirmeyen aşırı kuralcı ve kraldan daha kralcı tutumları da eklenince sınav ortamı iyiden iyiye sinir harbine dönüşüyor.
Oysa 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ile iyice ayyuka çıktı ki kopya, sınav esnasında değil gizli mahfillerde bir takım örgüt üyeleri tarafından örgütün diğer üyelerine direk sorular verilerek çekiliyor. Yıllardır FETÖ’nün bu yöntemle üyelerine sınav kazandırarak devlete sızdığının tartışıldığı şu konjonktürde sınava giren adayın içtiği suyun jelatini çıkarılmış şeffaf şişede olması zorunluluğu veya öğretmenin iğnesindeki topuzun nano teknolojiyle geliştirilmiş kopya çekme cihazı muamelesi görmesi ÖSYM’yi komik duruma düşürüyor. ÖSYM komik duruma düşmeyi sorun etmiyor olabilir fakat öğretmene hele de zorla görev verdiği öğretmene saygısızlık etmeye, ona potansiyel suçlu muamelesi yapmaya hiç hakkı yok.
Devlet kurumlarının bu tarz göstermelik uygulamaları, insan faktörünü göz önünde bulundurmadan koydukları kurallar bir yerlere yaranma ihtiyacının sonucu gerçekleştiriliyor olabilir fakat koyulan hiçbir kural, getirilen hiçbir yasak insanın onurundan ve saygınlığından değerli değildir. Keza aynı kurumlar tarafından mülakat sistemi getirilerek sınavın önemi büyük oranda buharlaştırılırken, Özgür Eğitim-Sen olarak öğrenciye de öğretmene de sırat köprüsü gerilimi yaşatmanın gereği olmadığını düşünüyoruz.