
DOĞU VE GÜNEYDOĞU SORUNU MU KÜRT SORUNU MU?
GÜNEYDOĞU ANADOLU bölgesindeki KÜRT kökenli halkımızdan daha fazlası İSTANBUL'DA ,İZMİR'DE ADANA'DA ANKARA'DA, MERSİN'DE yaşıyorlar. Ama onlar devlet açısından bir sorun yaratmıyorlar.
Toplumun diğer kesimleriyle de aralarında bir sorun yok. Tersine benzer koşulları paylaşanlar arasında ortak noktalar giderek artıyor.
Sorun bu bölgede Yörenin yarı feodal yapısından yaşam düzeyinin geriliğine kadar uzanan koşullarında . Türk toplumunun sorunları en ağır biçimde orada yaşanıyor. Başka bölgelerde "az gelişmiş" de olsa bir DEMOKRASİ var. Oysa o bölgede o da yok. CUMHURİYET Tarihi boyunca bölge sürgün yeri olarak kullanılmıştır.
Bu bölge dışında yaşayanlar , hangi kökenden olurlarsa olsunlar nasıl aynı koşulları paylaşıyorlarsa , GÜNEYDOĞUDA yaşayanlar da TÜRK, KÜRT, ZAZA, SÜRYANİ, ARAP köken farkı olmaksızın benzer koşulları paylaşıyorlar. Ama aralarında önemli bir fark var.
Diğer bölgelerde yaşayan KÜRT kökenliler TÜRKCE biliyorlar. Ama GÜNEYDOĞUDA yasayanların büyük oranda KÜRTCEDEN başka dil bilmiyorlar. sanki başka topraklarda yaşıyorlarmış gibi yaşayanlar çok. BU CUMHURİYET HÜKÜMETLERİNİN BELKİDE EN ÖNEMLİ BAŞARISIZLIĞIDIR.
Silah, barışçı-demokratik yollar tıkandıkça meşruluk kazanır. Demokratik temsilcilere güç vermek, silahlı temsilcileri umut olmaktan çıkarır. Devlet silahlı mücadele verenleri ezmeye çalışırken DEMOKRASİ mücadelesi verenlere destek olmalıdır. GÜNEYDOĞU sorunun ,ETNİK nitelikli bir parti yerine bir kitle partisi içinde savunulmasının çok daha doğru olduğunu unutmamalıyız. Üstelik sadece ülkenin bütünlüğü ve demokratik rejim açısından değil, aynı zamanda o bölge insanının yararı açısından da...
Bir kere sorunun adını cesurca koyalım. KÜRTCEDEN başka dil bilmeyen 100 binlerce insanımız olabilir. Anadili KÜRTCE olan birkaç bin kişi silaha sarılabilir. Hatta on binlerce kişi başka bir bayrakla söylemler ve demeçlerle karşımıza çıkabilir. Ama bütün bunlar , karşımıza bir ETNİK sorun olduğunu göstermez...!
İNSANIN,SUYA, YOLA, DOKTORA, OKULA, hasret oldukları bir bölge... ve o insanları ASKER ya da SİVİL bir sıkıyönetim altında yaşatın... Eline silah alabilecek çağa gelmiş olan bir genç "olağan" yönetiminin ne olduğunu bilemesin...Kendisinin doğal haklarına saygı duyulan bir ortamda birgün bile yaşamamış olsun...O
BÖLGEDE O koşullarda yaşayan laz olsa ne değişir. ÇERKES, ARAP, TÜRK olsa ne değişir?
Niçin ANKARADAKİ, İSTANBULDAKİ İZMİRDEKİ KÜRT kökenli yurttaş isyan etmiyor da ŞIRNAKTAKİ AĞRIDAKİ isyan ediyor.
OLAYA bir "kürt" sorunu olarak bakmak ilericilik değil olsa olsa gericilik ve ırkçılıktır. Bu sorun bir GERİ KALMIŞLIK DEĞİL DEMOKRASİ İNSAN HAKLARI SORUNUDUR...
KÜRT Kökenli aydınların hem kendi yörelerine hem de tüm TÜRK HALKINA karşı sorumlulukları büyüktür. Bölge aydınları, "farklı" olduklarını vurgulamak için aşırı bir çaba göstermenin ve "KÜRT MİLLİYETÇİSİ" Olmakla övünmenin olası sonuçlarını da iyi hesap etmelidirler. KÜRT kökenli her yurttaşın bakan olmasını başbakan cumhurbaşkanı rektör genelkurmay başkanı olmasını destekleyenler ; O kişiyi kendilerinden farklı saymadıkları için "kürt kökenli" olduğunu bile bile destekliyorlar. Geçen yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde SELAHATTİN DEMİRTAŞ aday olmuştur. Bu halk kendisine azımsanmayacak da oy vermiştir.
AMA SİZ HER FIRSATTA BEN SİZDEN DEĞİLİM DERSENİZ FAKİR YOKSUL POLİS ASKER DOKTOR ÖĞRETMENİ KALLEŞCE ŞEHİT EDERSENİZ . BİZDEN OLMAYANA YAŞAM HAKKI TANIMAM DERSENİZ YARIN BU İNSANLARDA SİZE AYNI TARZDA DAVRANMA ŞANSI VERİRSİNİZ ÖYLE DEĞİL Mİ?
PKK NIN SLOGANLARINA VE CİNAYETLERİNE KARŞI ÇIKMAK CESARETİNİ GÖSTEREMEZSENİZ BİR KEZ DAHA KENDİ YÖRENİZİN ÇAĞDAŞLAŞMASINDAKİ GECİKMENİN VEBALİNİ YÜKLANMİŞ OLACAKSINIZ...
HALKLARINA ÖNCÜLÜK ETMEK İSTEYEN KÜRT KÖKENLİLER "TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK RESMİ DİL" DİYEBİLDİKLERİ ÖLÇÜDE ETKİLERİNİ ARTTIRACAKLARINI VE SORUNUN DEMOKRATİK YOLLARDAN ÇÖZÜMÜNE DE EN BÜYÜK DESTEĞİ VERMİŞ OLACAKLARINI BİLMELİDİRLER.
TARİH ÖNÜNDE TÜRK KÜRT HEPİMİZİN SORUMLULUKLARI ÇOK BÜYÜKTÜR!...
Mustafa Yenice