20 milyon insana sosyal yardım yapılıyor!

20 milyon insana sosyal yardım yapılıyor!
Türkiye'de 25 milyondan fazla insan açlık sınırının altında yaşarken bakanlık verilerine göre 20 milyon insanda sosyal yardımlarla geçiniyor!

Türkiye’de yoksulluk giderek derinleşirken büyüyen ekonomik krizin etkileri özellikle dar ve orta gelirli gruba giren aileleri etkiliyor. Bugün bakanlık verilerine göre 20 milyon insan sosyal yardımlardan geçinme derecesine gelmiş. Dahası, 87 milyon nüfuslu bir ülkede 20 milyon insana sosyal yardım yapılırken 25 milyon vatandaşta açlık sınırının altında yaşıyor.

İktidara seslenerek ‘’siz yoksulluğu yönetiyorsunuz’’ diyen Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit şu açıklamalarda bulundu;

Örneğin konut kredisi, taşıt kredisi, ihtiyaç kredisi ve bireysel kredi kartlarına dair toplam borç 2010 yılında 174 milyar TL iken 2021 yılında bu borç toplam 987 milyar TL'ye çıkmış. Bakın, 174 milyardan 987 milyara. Kaç katı ya, kaç katı! Neden? Çünkü insanlar kredi çekmeden hayatlarını devam ettiremiyorlar ki hatta kredi çekmeden günlük yaşamlarını sürdüremiyorlar, günlük işlerini yapamıyorlar. Okula gönderecekleri çocukları için bile gidip ihtiyaç kredisi çekmek zorunda kalan bir Türkiye gerçeği var ama bu da sizin için hiçbir önem arz etmiyor, bunu biliyoruz.

Peki o zaman sormamız gerekiyor. Türkiye'de 25 milyondan fazla insan açlık sınırının altında yaşıyor. Bu ülkedeki bakanlığın verilerine göre 20 milyon insana sosyal yardım yapılıyor. Bakın, siz gerçekten bu ülkede yoksulluğu bitirmek isteyen bir Hükûmet olsaydınız yoksullukla mücadele ederdiniz ama siz yoksullukla mücadele etmiyorsunuz, siz sürdürülebilir yoksulluk programı uyguluyorsunuz, yani yoksulluğu yönetiyorsunuz, yani yoksulluktan besleniyorsunuz, yani yoksulun oradaki yoksulluğunu sömürerek, onun duygusunu, onun mahrumiyetini, onun yoksunluğunu sömürerek iktidarda kalıyorsunuz ve bundan da hiçbir şekilde utanmıyorsunuz, bundan da hicap duymuyorsunuz değerli arkadaşlar. Bunu da söylemek gerekiyor.

Yine, bütün bu istatistikler bize şunu gösteriyor: Aslında Türkiye’de…

Örneğin, bir şey daha söyleyeyim: Değerli arkadaşlar, 2010 ile 2021 yılları arasında Türkiye nüfusu yüzde 8 civarında artmış ama -demin söylediğimiz- konut, taşıt, ihtiyaç ve bireysel kredilerdeki borçlar yüzde 500 civarında artmış; nüfusumuz yüzde 8 artmış, yüzde 500 borcumuz artmış yani hanelerin, kişilerin borcu artmış. Ama inanıyoruz ki bu da sizin için hiçbir şey oluşturmuyor çünkü siz zaten bütün ülkeyi borçlandırdınız ve borç batağına saplamış, saplanmış durumdasınız. Ama şöyle bir sorun var:

Ülkeyi borçlandırdınız; iç borcumuzu, dış borcumuzu yönetemez hâle geldik. Türkiye’de CDS primi ilk defa çok yükseklere çıktı, Türkiye neredeyse iflasın eşiğine gelmiş durumda. Bütün uluslararası bankalar ve hatta -artık düşünün- Körfez ülkeleri bile Türkiye’yi riskli ülke statüsüne aldılar ama siz, yeniden yeni bir balonla, yeni bir konut finansmanı programıyla buraya gelmişsiniz. Oysaki , barınma temel bir ihtiyaç, barınma bir insan hakkı -bakın, Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde, ihtiyaçlar hiyerarşisinde birinci basamak ihtiyaçlar yeme, içme, güvende olma ve barınma- siz insanlara güvenli bir barınma imkânı sağlamak zorundasınız; hele de bir sosyal devletseniz, Anayasa’nızda bir sosyal devlet ilkesi varsa.