Enflasyon ve Dolar tahminleri yükseldi, Faiz beklentisi artıyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı sonu için yapılan piyasa anketinin sonuçlarını açıkladı.
Bu anket, ülke ekonomisi hakkında önemli öngörüler sunmakta olup, enflasyon ve döviz kuru ile ilgili beklentilerdeki değişimleri de gözler önüne serdi. Yeni veriler, hem enflasyon oranı hem de döviz kuru beklentilerinin yükseldiğini ortaya koyuyor.
2025 yılı sonu için enflasyon tahmininin, geçtiğimiz dönemdeki yüzde 28,04'ten yüzde 29,98'e yükseldiği görülüyor.
Aynı şekilde, 12 ay sonrası için yapılan enflasyon beklentisi de önceki oranlardan daha yüksek bir seviyeye çıkmış durumda.
Bu oran, yüzde 24,55’ten yüzde 25,56’ya yükselmiş bulunuyor. Döviz kuru tahmininde de benzer bir artış yaşandı ve 1 dolar için beklenti, 42,79 TL'den 43,60 TL'ye yükseldi.
Enflasyon Beklentisindeki Artış
Merkez Bankası tarafından yayımlanan anket sonuçlarına göre, 2025 yılı sonu enflasyon beklentisinin yaklaşık 2 puan artması, ekonomideki genel belirsizliklerin bir sonucu olarak yorumlanabilir.
Enflasyon oranlarındaki bu yükseliş, gerek iç gerekse dış ekonomik faktörlerin etkisiyle şekilleniyor. Özellikle döviz kuru artışı, enerji fiyatlarındaki değişimler ve küresel ekonomik dalgalanmalar, Türkiye'nin enflasyon beklentilerini doğrudan etkileyen önemli unsurlar arasında yer almakta.
Enflasyonun, özellikle düşük gelirli vatandaşlar üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler, ekonomik planlamaların yeniden şekillendirilmesini zorunlu kılabilir.
Bununla birlikte, Merkez Bankası'nın para politikaları ve hükümetin ekonomiye yönelik alacağı tedbirler, bu tahminlerin gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini belirleyecektir.
Döviz Kuru Beklentilerindeki Artış
Dolar/TL kuru, Merkez Bankası'nın anketine göre 2025 yılı sonu için 43,60 TL olarak öngörülüyor. Bu beklenti, döviz kurlarındaki dalgalanmanın devam edeceğini ve özellikle Türkiye'nin dış ticaret dengesiyle ilgili yaşadığı zorlukların etkisini gösteriyor.
Döviz kuru, birçok ekonomik değişkenle doğrudan ilişkili olup, bu tahminin yükselmesi, yatırımcıların döviz piyasalarına olan güveninin azaldığını ve buna bağlı olarak Türk lirasının değer kaybetmeye devam edebileceğini düşündürebilir.
Döviz kuru artışı, Türkiye'nin ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu tetikleyen faktörlerden biri olabilir. Özellikle enerji, gıda ve sanayi ürünleri gibi ithalata dayalı sektörlerde fiyatların yükselmesi, genel fiyat seviyelerini etkileyebilir. Bu durum, hem tüketici hem de üretici fiyatlarının artmasına yol açarak enflasyonu körükleyebilir.
Ekonomik Görünüm ve Belirsizlikler
Ekonomik büyüme ile ilgili belirsizlikler, enflasyon ve döviz kuru tahminlerinin yükselmesine neden olan diğer faktörler arasında yer alıyor.
Küresel ekonomik durgunluk ve dünya genelindeki ticaret hacmindeki daralma, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin bir şekilde hissedilebiliyor.
Aynı zamanda, dış borç ödemeleri, ticaret açığı ve cari açık gibi yapısal sorunlar da ekonomik istikrarı zorlaştıran unsurlar olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin dışa bağımlılığı, özellikle enerji fiyatları ve dünya genelindeki ekonomik gelişmelerle doğrudan bağlantılıdır.
Bu bağlamda, döviz kurlarındaki değişiklikler, sadece dış ticaretin değil, aynı zamanda iç piyasalarda da fiyatların yükselmesine neden olabilir.
Bu nedenle, Merkez Bankası'nın alacağı önlemler, döviz kurunu ve enflasyonu kontrol altına almak açısından büyük önem taşıyacak.
Hükümetin Ekonomik Politikaları ve Merkez Bankası’nın Gücü
Merkez Bankası, enflasyonu kontrol altına almak ve fiyat istikrarını sağlamak amacıyla para politikasında sıkı duruş sergileyebilir.
Ekonomik büyümeyi destekleyici adımlar atılması, enflasyon baskılarının hafiflemesine yardımcı olabilir. Örneğin, vergi indirimleri, sübvansiyonlar veya iş gücü piyasasındaki düzenlemeler, enflasyonist baskıların azalmasına katkı sağlayabilir.
Aynı zamanda, döviz kuru ve enflasyon üzerinde doğrudan etkisi olan dış ekonomik ilişkiler de önemli bir faktördür.
Türkiye'nin ticaret partnerleriyle yapacağı anlaşmalar, enerji fiyatlarındaki değişiklikler ve küresel ekonomik gelişmeler, döviz kuru üzerinde belirleyici olabilir.
Merkez Bankası'nın açıkladığı enflasyon ve döviz kuru tahminleri, 2025 yılı için ekonomik görünümün karmaşık olacağına işaret ediyor.
Enflasyon beklentisinin artması ve döviz kuru tahminlerinin yükselmesi, Türkiye'nin ekonomik dengelerini etkileyecek önemli göstergeler olarak öne çıkıyor.
Ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için sıkı para politikalarının yanı sıra, yapısal reformlar ve dış ekonomik ilişkilerdeki iyileşmeler de büyük önem taşıyor.
Türkiye ekonomisinin geleceği, birçok iç ve dış faktörün etkisi altında şekillenecek. Ancak, Merkez Bankası'nın bu tahminleri, gelecekteki ekonomik gelişmeleri izlemek ve doğru adımlar atmak açısından bir rehber niteliği taşıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), nisan ayına ait Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarını açıkladı.
Bu ankette katılımcıların yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 29,98’e yükselirken, 12 ay sonrası enflasyon tahmini de yüzde 25,56 oldu.
Dolar/TL kuru beklentisi ise yıl sonunda 43,60 seviyesine çıkarak, önceki tahminin üzerine ekledi. Ankette, faiz oranlarına dair öngörülerde de önemli bir artış gözlemlendi.
Yıl Sonu Enflasyon ve Döviz Kuru Beklentileri
Ankette, katılımcıların yıl sonu enflasyon tahmini bir önceki dönemdeki yüzde 28,04’ten yüzde 29,98’e yükseldi.
Ayrıca, 12 ay sonrası TÜFE beklentisi de yüzde 24,55’ten yüzde 25,56’ya çıkarak bir artış gösterdi. Bu artış, enflasyonun yılsonuna kadar daha da yüksek bir seviyeye ulaşabileceği beklentisini yansıtıyor.
Dolar/TL kuru tahmini ise 42,79 TL’den 43,60 TL’ye çıkarken, 12 ay sonrası döviz kuru tahmini de 44,42 TL’den 45,85 TL’ye yükseldi.
Faiz Beklentilerindeki Artış
Anket sonuçlarına göre, katılımcılar nisan ayında Merkez Bankası'nın politika faizinde bir değişiklik beklemiyor. Ancak, üç ay sonrası için faiz beklentisi yüzde 39,24’e çıkmış durumda.
Bu oran, önceki dönemdeki yüzde 37,70'lik tahminden daha yüksek. Ayrıca, 12 ay sonrasına dair faiz öngörüsü yüzde 27,60’tan yüzde 29,37’ye yükseldi. Bu, TCMB’nin enflasyonla mücadele amacıyla faizleri artırma yoluna gidebileceği beklentisini güçlendiriyor.
Büyüme Beklentilerindeki Düşüş
Ankette, Türkiye'nin ekonomik büyüme beklentilerinde de bir düşüş yaşandı. 2025 yılı için büyüme beklentisi, bir önceki anket dönemindeki yüzde 3,1’den yüzde 3’e geriledi.
Benzer şekilde, 2026 yılına ilişkin büyüme tahmini de yüzde 4’ten yüzde 3,8’e indi. Bu düşüş, Türkiye’nin ekonomik performansının beklenenden biraz daha düşük olacağına dair bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Cari Açık Tahmininde Düşüş
Cari açıkla ilgili beklentiler de ankette yer aldı. Yıl sonunda cari açığın 19,4 milyar dolardan 19,1 milyar dolara gerilemesi bekleniyor.
Ayrıca, gelecek yıl için cari açık tahmini de 24,5 milyar dolardan 24,1 milyar dolara düşürüldü. Bu, Türkiye'nin dış finansman ihtiyacının bir miktar azalabileceği anlamına geliyor.
Anket Katılımcıları
Piyasa Katılımcıları Anketi, her ay 72 katılımcı ile gerçekleştiriliyor. Katılımcıların 54’ü finansal sektör temsilcilerinden, 18’i ise reel sektör temsilcilerinden oluşuyor.
Bu geniş katılımcı kitlesi, ekonominin farklı alanlarındaki uzmanların görüşlerini bir araya getiriyor ve bu sayede daha dengeli bir tahmin ortaya çıkıyor.
TCMB’nin nisan ayı anketi, Türkiye ekonomisinin 2025 ve 2026 yıllarında daha fazla zorlukla karşılaşabileceğini, ancak döviz kuru ve cari açığın biraz daha kontrol altına alınabileceğini gösteriyor.
Ayrıca, faizlerin yüksek kalmaya devam etmesi ve enflasyonun yıl sonunda daha da yükselmesi bekleniyor.
Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını sürdüreceği ve ekonomideki belirsizliklere karşı temkinli bir yaklaşım sergileyeceği izlenimini güçlendiriyor.
Bakmadan Geçme





